© 2023 Edebiyat Bölümü - Tüm Hakları Saklıdır.

Çok Güzel Sözler

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ünlü Sözleri
  4. »
  5. Peyami Safa Sözleri

Peyami Safa Sözleri

BilgiN BilgiN - - 9 dk okuma süresi
3649 0
Peyami-Safa-Sözleri

Peyami Safa, Türk yazar ve gazetecidir. Yazmış olduğu eserler doğrultusunda Cumhuriyet döneminde ön plana çıkmıştır. 1899 İstanbul doğumlu olan Peyami Safa 1961 yılında İstanbul’da hayata veda etmiştir. Belli bir dönem yazmış olduğu sıradan yazılarda annesi Server Bedia’nın adından referans alarak “Server Bedii” lakabını kullandı. Bu lakap ile kaleme aldığı “Cingöz Recai” isimli polisiye dizi romanları da büyük ilgiyle karşılandı. Çok sevdiği oğlu Merve Safa askerlik hizmeti yaparken kaybedince derinden sarsılır ve birkaç ay sonra hastalanarak hayatını kaybeder. Peyami Safa ile ilgili en güzel sözleri bu sayfa da derledik. Beğendiğiniz sözleri diler sosyal medya hesaplarınız dan paylaşabilir dilerseniz de sevdiklerinize, arkadaşlarınıza ileti olarak gönderebilirsiniz.

Peyami Safa Sözleri

Başkalarının karısına kız kardeş gözüyle, başkasının servetine bir yığın toprak gözüyle ve bütün yaratıklara kendi canını taşıyorlarmış gibi bakan kimse gerçekten akıllı bir kişidir.

Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz.

Asır tereddüt ediyor.

Her sıkıntı bir isyan hazırlığıdır. Ruhta başlayan bu hazırlık vücudun hastalanması şeklinde organik bir isyana çevrilir.

İki tarafta da arzuyu gurura hesap vermeye çağıran iç muhasebe anları olmasaydı, kendi kendini yiyen aşkın işkenceleri ne kadar azalırdı…

Batıda hükümet sansürü yerine seviye sansürü vardır. Bu seviyenin olmadığı memleketlerde kanun düşünceyi hudutlandırır. Düşünce hürriyeti isteyenler daha evvel düşünce seviyesinin yükselmesine hizmet etmelidirler.

Bekârları çoğalan cemiyet, gizli bir anarşi geçiriyordur. Ya büyük bir inkılâba, ya inhitata gidecektir.

Her itimadın sonu gaflettir.

Fikir sahibi olmaya mal sahibi olmaktan fazla ihtiyaç duyacağımız gün gerçek zenginliğin sırrını bulacağız.

İnsan, çektiği ıstırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar yorulursa dinlenmekten, ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır.

İstediğin her şeyi yap ve yapabileceğin şeyi iste, hiç bir kaideye kulak asma.  Yaşamanın sırrı budur.

Mide kâinatın merkezidir; beyinden ziyade o düşünüyor ve bizi idare ediyor.

Sıkıntı yapmayın anlaşılmayan ruhlara deli demek adettir.

Ancak şimdi ye hâkimiz! Şimdi durmak için değil, şimdiden başlamak için.

Güzel fakat uygulaması olanaksız sözler, kokusuz güzel çiçeklere benzer.

Kadınlar, medeniyeti gözleriyle anlamaya mahkûmdur. Bunlar, hakiki medeniyetçilerden daha bahtiyardırlar: Şekillerle iktifa ederler ve renklerin değişmesi onları eğlendirir.

Kedinin kanadı olsaydı, serçelerin adı olmazdı.

Doğu ile Batı arasındaki mücadele, bir insanın kendi nefsiyle mücadelesine benzer. Bunların sentezi, insanın var olmak için muhtaç olduğu vahdetin ifadesidir. İnsan, bütünlüğünü ve tamlığını ancak bu sentezde bulabilir.

Fikir sahibi olmaya mal sahibi olmaktan fazla ihtiyaç duyacağımız gün gerçek zenginliğin sırrını bulacağız.

Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir.

Ağaç nasılsa meyvesi da ona göredir.

Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler.

Eski başka eskimiş başkadır; nice eskiler var ki hiç eskimezler.

Aşk aleyhinde bin şey söylenir, fakat insanlar gene sevmeye devam ederler.

Peyami Safa Anlamlı Sözler

Yalana her şey isyan etmelidir. Eşyaya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır.

Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.

Aşk mücadelesi içinde olma, mücadele aşkı içinde ol.

Ben’in Allah’ta yok olmaya koşması azizleri, insanlıkta yok olmaya koşması dâhileri, millette yok olmaya koşması kahramanları yaratmıştır.

Aptallar bütün hayatları boyunca akıllı kişilerle gezseler bile gerçekleri öğrenemezler Hiç, kaşık çorbanın lezzetini alabilir mi?

Alçak gönüllü olmak bilginin süsüdür.

Belki de canımızı sıkacak bir şey olmadığı için canımız sıkılıyor.

Ancak şimdi ye hâkimiz! Şimdi durmak için değil, şimdiden başlamak için.

Her şeyin yenisi, dostun eskisi…

Âşıklara haber vermek isterim: Kalbin tüm meseleleri yalnız kalpte halledilir, çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri ise nefrettir.

Hasta bir ümit, sağlam bir yeisten daha fenadır.

Sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Birisinden nefret ediyorsanız ve bir gün onu yenemeyeceğinizi anladığınız zaman onu sevmeye başlarsınız. Ve yine birisini seviyorsanız ve bir gün onu yenebileceğinizi düşündüğünüz zaman ondan nefret etmeye başlarsınız.

Peyami Safa Uzun Anlamlı Sözleri

Halk sevginin veya alâkanın objesini ortadan kaldırmakla meseleyi kestirme halledeceğini sanır ve sevdiğini öldürür. Biz meselenin dışarıda değil, içimizde halledilebileceğini daha çok anlarız. Çünkü dâva yalnız sevgili ile kendimiz arasında değil, hattâ senin meselende olduğu gibi hiç değil, asıl dâva kendimizle kendimiz arasındadır. Sevgiliyi dışarda öldürmek neye yarar? İçimizde yaşadığı müddetçe, biz sadece bir şeklin katili olmakla kalırız. Onu içimizde öldürebilmeliyiz. Unutmak budur. Tereddüdün lüzumsuz. Rezil etmek veya öldürmek, yani mânen veya maddeten öldürmek, verdiği zafer gururu ne olursa olsun, meseleyi halletmez.

Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever… Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir. Aşk bir mücadele değil âhenktir… Aşk bunun için ilâhidir… Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik… Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez… Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir… Mârifet bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en mâsum, en kudretli ve en muhteşem cinayet.

Aşkın tam bir tarifi yapılamaz. Şiir de böyledir. Yapılmış ve yapılacak tariflerden her biri, denizden alınmış bir kova suya benzer. Hiç şüphesiz bu, deniz suyudur, fakat deniz değildir. Aşkı denize, tarifi de kovaya benzetirseniz elde edilen şey, aşkın bir halini izahtan ibaret kalır. Enginsiz, kıyısız, renksiz, dalgasız, derinliksiz bir izah…

Kendi ırkçılıklarımızı muhafaza edip, bizim milliyetçiliğimizi hoş görmeyenler, bizi milli intihara sevk etmek isteyenlerdir. Eğer bunlara bütün enerjimizle Hayır! Diyorsak, bu sofu bir milliyetçi olduğumuz için değil, milli varlığımızı muhafaza etmek içindir. Türk gençliğini de bunun için milliyetçi olmaya çağırıyoruz. Bu şuura sahip olmayan gazetecilerin ve yazarların Atatürkçülüğüne de aldanmayalım. Bunlar Türkçü olmadıkları için Atatürkçü de olamamışlardır.

Kimi adam vardır ki sabahtan akşama kadar oturur ve düşünür. Kimi adam da vardır ki sabahtan akşama kadar ayaküstü çalışır fakat yaptığı iş dört tuğlayı üst üste koymaktan ibarettir. Evvelki insan tembel görünür velakin çalışkandır, diğer insan çalışkan görünür velakin yaptığı iş sudandır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir