© 2023 Edebiyat Bölümü - Tüm Hakları Saklıdır.

Çok Güzel Sözler

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Kur'an-ı Kerim
  4. »
  5. Bakara Suresi Arapça Okunuşu, Türkçe Anlamı ve Faziletleri

Bakara Suresi Arapça Okunuşu, Türkçe Anlamı ve Faziletleri

BilgiN BilgiN - - 179 dk okuma süresi
11390 0
Bakara-Suresi

BakaraSuresi, Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. Medinede indirilmiştir. 286 Ayetten oluşmaktadır. İnsan yaradılışı, kabiliyetleri, imtihat, Kabenin yapılışı ve kıble oluşu, oruç, haç, nikah, savaş, faiz, boşanma, yetimlik, şarap, kumar gibi bir çok konudan bahsedilmiştir.

Bakara Suresi Faziletleri

Sahâbeden Bakara Suresi Okurken Gerçekleşen Mucize

Bakara Suresi Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Bismillahirrahmanirrahîm

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Bakara Suresi 1. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Elif lam mim

 Elif, Lam, Mim,

Bakara Suresi 2. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Zalikel kitabü la raybe fıh* hüdel lil müttekıyn

 Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir Kitap’tır.

Bakara Suresi 3. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne yü’minune bil ğaybi ve yükıymunas salate ve mimma razaknahüm yünfikun

 Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

Bakara Suresi 4. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vellezine yü’minune bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kablik* ve bil ahırati hüm yukınun

 Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar.

Bakara Suresi 5. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ülaike ala hüdem mir rabbihim ve ülaike hümül müflihun

 İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.

Bakara Suresi 6. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne keferu sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü’minun

 Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar.

Bakara Suresi 7. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Hatemallahü ala kulubihim ve ala sem’ıhim* ve ala ebsarihim ğaşaveh* ve lehüm azabün azıym

 Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır.

Bakara Suresi 8. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve minen nasi mey yekulü amenna billahi ve bil yevmil ahıri ve ma hüm bi mü’minın

 İnsanlardan öyleleri vardır ki: “Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik” derler; oysa inanmış değillerdir.

Bakara Suresi 9. Ayeti Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yühadiunellahe vellezıne amenu* ve ma yahdeune illa enfüsehüm ve ma yeş’urun

 (Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller.

Bakara Suresi 10. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fı kulubihim meradun fe zadehümüllahü merada* ve lehüm azabün elımüm bi ma kanu yekzibun

Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.

Bakara Suresi 11. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza kıyle lehüm la tüfsidu fil erdı kalu innema nahnü muslihun

Kendilerine: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz” derler.

Bakara Suresi 12. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ela innehüm hümül müfsidune ve lakil la leş’urun

Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler.

Bakara Suresi 13. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza kıyle lehüm aminu kema amenen nasü kalu e nü’minü kema amenes süfeha’* ela innehüm hümüs süfehaü ve lakil la ya’lemun

Ve (yine) kendilerine: “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin” denildiğinde: “Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?” derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler.

Bakara Suresi 14. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza lekullezıne amenu kalu amenna* ve iza halev ila şeyatıynihim kalu inna meaküm innema nahnü müstehziun

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik” derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: “Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz.”

Bakara Suresi 15. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Allahü yestehziü bihim ve yemüddühüm fı tuğyanihim ya’mehun

(Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır.

Bakara Suresi 16. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ülaikellezıneşteravüd dalalete bil hüda* fe ma rabihat ticaratühüm ve ma kanu mühtedın

İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alış-verişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.

Bakara Suresi 17. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Meselühüm ke meselillezistevkade nara* fe lemma edaet ma havlehu zehebellahü bi nurihim ve terakehüm fı zulümatil la yübsırun

Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir.

Bakara Suresi 18. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Summüm bükmün umyün fe hüm la yarciun

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.

Bakara Suresi 19. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ev ke seyyibim mines semai fıhi zulümatüv ve ra’düv ve bark* yec’alune esabiahüm fı azanihim mines savaıkı hazeral mevt* vallahü mühıytum bil kafirın

Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü, ‘gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle’; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır.

Bakara Suresi 20. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yekadül berku yahtafü ebsarahüm* küllema edae lehüm meşev fıhi ve iza azleme aleyhim kamu* ve lev şaellahü le zehebe bi sem’ıhim ve ebsarihim* innellahe ala külli şey’in kadiyr

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

Bakara Suresi 21. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühen nasu’büdu rabbekümüllezı halekaküm vellezıne min kabliküm lealleküm tettekun

Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.

Bakara Suresi 22. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezı ceale lekümül erda firaşev ves semae binaa* ve enzele mines semai maen fe ahrece bihı mines semerati rizkal leküm* fe la tec’alu lillahi endadev ve entüm ta’lemun

O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için (çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı. Öyleyse (bütün bunları) bile bile Allah’a eşler koşmayın.

Bakara Suresi 23. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve in küntüm fı raybim mimma nezzelna ala abdina fe’tu bi suratim mim mislih* ved’u şühedaeküm min dunillahi in küntüm sadikıyn

Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur’an)’dan şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın.

Bakara Suresi 24. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe illem tef’alu ve len tef’alu fettekun naralletı vekudühen nasü vel hıcarah* üıddet lil kafirın

Ama yapamazsanız -ki kesin olarak yapamayacaksınız -bu durumda kafirler için hazırlanmış ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.

Bakara Suresi 25. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve beşşirillezıne amenu ve amilus salihati enne lehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* küllema ruziku minha min semeratir rizkan kalu hazellezı rüzıkna min kablü ve ütu bihı müteşabiha* ve lehüm fıha ezvacüm mütahheratüv ve hüm fıha halidun

(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: “Bu daha önce de rızıklandığımızdır” derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.

Bakara Suresi 26. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellahe la yestahyı ey yadribe meselem ma beudaten fe ma fevkaha* fe emmellezıne amenu fe ya’lemune ennehül hakku mir rabbihim* ve emmellezıne keferu fe yekulune maza eradellahü bi haza mesela* yüdıllü bihı kesırav ve yehdı bihı kesıra* ve ma yüdıllü bihı illel fasikıyn

Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, “Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?” derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.

Bakara Suresi 27. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne yenkudune ahdellahi mim ba’di mısakıh* ve yaktaune ma emerallahü bihı ey yusale ve yüfsidune fil ard* ülaike hümül hasirun

Ki (bunlar) Allah’ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah’ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır.

Bakara Suresi 28. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Keyfe tekfürune billahi ve küntüm emvaten fe ahyaküm* sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm sümme ileyhi türceun

Nasıl oluyor da Allah’ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O’na döndürüleceksiniz.

Bakara Suresi 29. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Hüvellezı haleka leküm ma fil erdı cemıan sümmesteva iles semai fe sevvahünne seb’a semavat* ve hüve bi külli şey’in alım

Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O’dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O’dur. Ve O, herşeyi bilendir.

Bakara Suresi 30. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kale rabbüke lil melaiketi innı caılün fil erdı halıfeh* kalu e tec’alü fıha mey yüfsidü fıha ve yesfiküd dima’* ve nahnü nüsebbihu bi hamdike ve nükaddisü lek* kale innı a’lemü ma la ta’lemun

Hani Rabbin meleklere: “Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. Onlar da: “Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?” dediler. (Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim” dedi.

Bakara Suresi 31. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve alleme ademel esmae külleha sümme aradahüm alel melaiketi fe kale embiunı bi esmai haülai in küntüm sadikıyn

Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: “Eğer doğru sözlüyseniz, bunları Bana isimleriyle haber verin” dedi.

Bakara Suresi 32. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kalu sübhaneke la ılme lena illa ma alemtena* inneke entel alımül hakım

Dediler ki: “Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.”

Bakara Suresi 33. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kale ya ademü embi’hüm bi esmaihim* felemma embeehüm bi esmaihim kale e lem ekul leküm innı a’lemü ğaybes semavati vel erdı ve a’lemü ma tübdune ve ma küntüm tektümun

(Allah:) “Ey Adem, bunları onlara isimleriyle haber ver” dedi. O, bunları onlara isimleriyle haber verince de dedi ki: “Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybını gerçekten Ben bilirim, gizli tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı da Ben bilirim.”

Bakara Suresi 34. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kulna lil melaiketiscüdu li ademe fe secedu illa iblıs* eba vestekbera ve kane minel kafirın

Ve meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu.

Bakara Suresi 35. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi’tüma* ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez zalimın

Ve dedik ki: “Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”

Bakara Suresi 36. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe ezellehümeş şeytanü anha fe ahracehüma mimma kana fıh* ve kulnehbitu ba’duküm li ba’dın adüvv* ve leküm fil erdı müstekarruv ve metaun ila hıyn

Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır” dedik.

Bakara Suresi 37. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe telekka ademü mir rabbihı kelimatin fe tabe aleyh* innehu hüvet tevvabür rahıym

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

Bakara Suresi 38. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kulnehbitu minha cemıa* fe imma ye’tiyenneküm minnı hüden fe men tebia hüdaye fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

Dedik ki: “Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size Benden bir hidayet geldiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.”

Bakara Suresi 39. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vellezıne keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun

“İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise; onlar, ateşin halkıdırlar ve orada süresiz kalacaklardır.”

Bakara Suresi 40. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya benı israılezküru nı’metiyelletı en’amtü aleyküm ve evfu bi ahdı ufi biahdiküm ve iyyaye ferhebun

Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi hatırlayın ve ahdime bağlı kalın, ki Ben de ahdinize bağlı kalayım. Ve yalnızca Benden korkun.

Bakara Suresi 41. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve aminu bi ma enzeltü müsaddikal li ma meaküm ve la tekunu evvele kafirim bih* ve la teşteru bi ayatı semenen kalilev ve iyaye fettekun

Yanınızda olan (Tevrat)ı, doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur’an’a) iman edin; onu inkar edenlerin ilki siz olmayın ve ayetlerimizi az bir değer karşılığında değişmeyin. Ve yalnızca Benden korkun.

Bakara Suresi 42. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve la telbisül hakka bil batılı ve tektümül hakka ve entüm ta’lemun

Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin. (Kaldı ki) siz (gerçeği) biliyorsunuz.

Bakara Suresi 43. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve ekıymüs salate ve atüz zekate verkeu mear rakiıyn

Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin.

Bakara Suresi 44. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E te’mürunen nase bil birri ve tensevne enfüseküm ve entüm tetlunel kitab* e fe la ta’kılun

Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?

Bakara Suresi 45. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vesteıynu bis sabri ves salah* ve inneha le keıratün illa alel haşiıyn

Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.

Bakara Suresi 46. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne yezunnune ennehüm mülaku rabbihim ve ennehüm ileyhi raciun

Onlar, (mü’minler ise), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O’na döneceklerini bilirler.

Bakara Suresi 47. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya benı israılezküru nı’metiyelletı en’amtü aleyküm ve ennı faddaltüküm alel alemın

Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Bakara Suresi 48. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vetteku yevmel la teczı nefsün an nefsin şey’ev ve la yukbelü minha şefaatüv ve la yü’hazü minha adlüv ve la hüm yünsarun

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

Bakara Suresi 49. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz necceynaküm min ali fir’avneyesumuneküm suel azabi yüzebbihune ebnaeküm ve yestahyune nisaeküm* ve fı zaliküm belaüm mir rabbiküm azıym

Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

Bakara Suresi 50. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz ferakna bikümül bahra fe enceynaküm ve ağrakna ale fir’avne ve entüm tenzurun

Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun’un adamlarını -gözlerinizin önünde -boğduğumuzu hatırlayın.

Bakara Suresi 51. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Veiz vaadna musa erbeıyne leyleten sümmettehaztümül ıcle mim ba’dihı ve entüm zalimun

Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz.

Bakara Suresi 52. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sümme afevna anküm mim ba’di zalike lealleküm teşkürun

Bundan sonra, (artık) şükredesiniz diye sizi bağışladık.

Bakara Suresi 53. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz ateyna musel kitabe vel fürkane lealleküm teehtedun

Ve hidayete eresiniz diye Musa’ya kitabı ve Furkan’ı verdik.

Bakara Suresi 54. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kale musa li kavmihı ya kavmi inneküm zalemtüm enfüseküm bittihazikümül ıcle fe tubu ila bariiküm faktülu enfüseküm* zaliküm hayrul leküm ınde bariiküm* fe tabe aleyküm* innehu hüvet tevvabür rahıym

Hani Musa, kavmine: “Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek İlah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır” demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

Bakara Suresi 55. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kultüm ya musa len nü’mine leke hatta nerallahe cehraten fe ehazetkümüs saıkatü ve entüm tenzurun

Ve demiştiniz ki: “Ey Musa, biz Allah’ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız.” Bunun üzerine yıldırım sizi (kendinizden) almıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz.

Bakara Suresi 56. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sümme beasnaküm mim ba’di mevtiküm lealleküm teşkürun

Sonra şükredesiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik.

Bakara Suresi 57. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva* külu min tayyibati ma razaknaküm* ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun

Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

Bakara Suresi 58. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kulnedhulu hazihil karyete fe külu minha haysü şi’tüm rağadev vedhulül babe süccedev ve kulu hıttatün nağfirleküm hatayaküm* ve senezıdül muhsinın

Ve hatırlayın, demiştik ki: “Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken ‘dileğimiz bağışlanmadır’ deyin; (Biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız.”

Bakara Suresi 59. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe beddellezıne zalemu kavlen ğayrallezı kıyle lehüm fe enzelna alellezıne zalemu riczem mines semai bi ma kanu yefsükun

Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azap indirdik.

Bakara Suresi 60. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve izisteska musa li kavmihı fe kulnadrib bi asakel hacer* fenfecerat minhüsneta aşrate ayna* kad alime küllü ünasim meşrabehüm* külu veşrabu mir rizkıllahi ve la ta’sev fil erdı müfsidın

(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona: “Asanı taşa vur” demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah’ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın.

Bakara Suresi 61. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kultüm ya musa len nasbira ala taamiv vahıdin fed’u lena rabbeke yuhric lena mimma tümbitül erdu mim bakliha ve kıssaiha ve fumiha ve adesiha ve besaliha* kale e testebdilunellezı hüv edna billezı hüve hayr* ihbitu mısran fe inne leküm ma seeltüm* ve duribet aleyhimüz zilletü vel meskenetü ve bau bi ğadabim minellah* zalike bi ennehüm kanu yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunen nebiyyıne bi ğayril hakk* zalike bi ma asav ve kanu ya’tedun

Siz (ise şöyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.” (O zaman Musa:) “Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır’a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır” demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah’ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi.

Bakara Suresi 62. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne amenu vellezıne hadu ven nesara ves sabiıne min amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe lehüm ecruhüm ınde rabbihim *ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Bakara Suresi 63. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz ehazna mısakaküm ve rafa’na fevkakümüt tur * huzu ma ateynaküm bi kuvvetiv vezküru ma fıhi lealleküm tettekun

Sizden misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve demiştik ki:) “Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın, ki sakınasınız.”

Bakara Suresi 64. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sümme tevelleytüm mim ba’di zalik *fe lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu leküntüm minel hasirın

Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah’ın üzerinizdeki fazlı (lütuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.

Bakara Suresi 65. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le kad alimtümüllezına’tedev minküm fis sebti fe kulna lehüm kunu kıradeten hasiın

Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. İşte Biz, onlara: “Aşağılık maymunlar olun” dedik.

Bakara Suresi 66. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe cealnaha nekalel li ma beyne yedeyha ve ma halfeha ve mev’ızatel lil müttekıyn

Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara ‘ibret verici bir ceza’, takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.

Bakara Suresi 67. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kale musa li kavmihı innellahe ye’müruküm en tezbehu bekarah *kalu etettehızüna hüzüva *kale euzü billahi en ekune minel cahilın

Hani Musa kavmine: “Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor” demişti. “Bizi alaya mı alıyorsun?” dediler. (Musa) “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” dedi.

Bakara Suresi 68. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kalüd’u lena rabbeke yübeyyil lena ma hı *kale innehu yekulü inneha bekarütl la fariduv ve la bikr * avanüm beyne zalik * fef’alu ma tü’merun

“Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın” dediler. (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) “Şüphesiz Allah diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır. Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin” dedi.

Bakara Suresi 69. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kalüdu lena rabbeke yübeyyil lena ma levnüha *kale innehu yekulü inneha bekaratün safraü fakıul levnüha tesürrün nazırın

(Bu sefer) dediler ki: “Rabbine adımıza yalvar da, bize rengini bildirsin.” O: “(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir” dedi.

Bakara Suresi 70. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kalüd’u lena rabbeke yübeyyil lena ma hiye innel bekara teşabehe aleyna* ve inna in şaellahü le mühtedun

(Onlar yine:) “Rabbine adımıza yalvar da, bize onun niteliklerini açıklasın. Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer. İnşaAllah (Allah dilerse) biz doğruyu buluruz” dediler.

Bakara Suresi 71. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kale innehu yekulü inneha bekaratül la zelulün tüsırul erda ve la teskıl hars* müsellemetül laşiyete fıha* kalül ane ci’te bil hakk* fe zebehuha ve ma kadu yef’alun

(Bunun üzerine Musa, “Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir” dedi. (O zaman): “Şimdi gerçeği getirdin” dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı.

Bakara Suresi 72. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kateltüm nefsen feddara’tüm fıha* vallahü muhricüm ma küntüm tektümun

Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz ve bu konuda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı.

Bakara Suresi 73. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe kulnadribuhü bi ba’dıha* kezalike yuhyillahül mevta ve yürıküm ayatihı lealleküm ta’kılun

Bunun için de: “Ona (cesede, kestiğiniz ineğin) bir parçasıyla vurun” demiştik. Böylece, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir; ki akıllanasınız.

Bakara Suresi 74. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sümme kaset kulubüküm mim ba’di zalike fe hiye kel hıcarati ev eşeddü kasveh* ve inne minel hıcarati lema yetefecceru minhül enhar* ve inne minha lema yeşşekkaku fe yahrucü minhül ma’* ve inne minha lema yehbitu min haşyetillah* vemallahü bi ğafilin amma ta’melun

Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı. Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan ırmaklar fışkırır, öyleleri vardır ki yarılır, ondan sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah korkusuyla yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir.

Bakara Suresi 75. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E fetatmeune ey yü’minu leküm ve kad kane ferıkum minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu mim ba’di ma akaluhü ve hüm ya’lemun

Siz (Müslümanlar,) onların size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah’ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.

Bakara Suresi 76. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza leküllezıne amenu kalu amenna* ve iza hala ba’duhüm ila ba’din kalu etühaddisunehüm bi ma fetehallahü aleyküm li yühaccuküm bihı ınde rabbiküm* e fe la ta’kılun

İman edenlerle karşılaştıklarında “İman ettik” derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: “Allah’ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?”

Bakara Suresi 77. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E ve la ya’lemune ennellahe ya’lemü ma yüsirrune ve ma yu’linun

(Peki) Onlar, Allah’ın gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bildiğini bilmiyorlar mı?

Bakara Suresi 78. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve minhüm ümmiyyune la ya’lemunel kitabe illa emaniyye ve in hüm illa yezunnun

Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.

Bakara Suresi 79. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe veylül lillezıne yektübunel kitabe bi eydıhim sümme yekulunel kitabe bi eydıhim sümme yekulune haza min ındillahi li yeşteru bihı semenen kalıla* fe veylül lehüm mimma ketebet eydıhim ve veylül lehüm mimma yeksibun

Artık vay hallerine; Kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için “Bu Allah Katındandır” diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

Bakara Suresi 80. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalu len temessenen naru illa eyyamem ma’dudeh* kul ettehaztüm ındellahi ahden fe ley yuhlifellahü ahdehu em tekulune alellahi ma la ta’lemun

Dediler ki: “Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir.” De ki: “Allah Katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”

Bakara Suresi 81. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Bela men kesebe seyyietev ve ehatat bihı hatıy’etühu fe ulaike ashabün nar* hüm fıha halidun

Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.

Bakara Suresi 82. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vellezıne amenu ve amilus salihati ülaike ashabül cenneh* hüm fıha halidun

İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır.

Bakara-Suresi-82-Ayeti-Arapca-Okunusu-ve-Turkce-Anlami

Bakara Suresi 83. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz ehazna mısaka benı israıle la ta’büdune illellahe ve bil valideyni ıhsanev ve izl kurba vel yetam vel mesakıni ve kulu lin nasi husnev ve ekıymus salate ve atüz zekah* sümme tevelleytüm ila kalılem minküm ve entüm mu’ridun

Hani İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin” diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

Bakara Suresi 84. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz ehazna mısakaküm la tesfikune dimaeküm ve la tuhricune enfüseküm min diyariküm sümme akrartüm ve entüm teşhedun

Hani sizden “Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın” diye misak almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hala (buna) şahitlik ediyorsunuz.

Bakara Suresi 85. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sümme entüm haülai taktülune enfüseküm ve tuhricune ferıkam minküm min diyarihim tezaherune aleyhim bil ismi vel udvan* ve iy ye’tuküm üsara tüfaduhüm ve hüve muharramün aleyküm ıhracühüm* e fe tü’minune bi ba7dıl kitabi ve tekfürune bi ba’d* fe ma cezaü mey yef’alü zalike minküm illa hızyün fil hayatid dünya* ve yevmel kıyameti yüraddune ila eşeddil azab* vemallahü bi ğafilin amma ta’melun

Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

Bakara Suresi 86. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ülaikellezıneşteravül hayated dünya bil ahırati fe la yuhaffefü anhümül azabü ve la hüm yünsarun

İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.

Bakara Suresi 87. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le kad ateyna musel kitabe ve kaffeyna mim ba’dihı bir rusüli ve ateyna ıysebne meryemel beyyinati ve eyyednahü bi ruhıl kudüs* e fe küllema caeküm rasulüm bima la tehva enfüsükümüstekbartüm* fe ferıkan kezzebtüm ve ferıkan taktülun

Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz?

Bakara Suresi 88. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalu kulubüna ğulf* bel leanehümüllahü bi küfrihim fe kalılem ma yü’minun

Dediler ki: “Bizim kalplerimiz örtülüdür.” Hayır; Allah, inkarlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder.

Bakara Suresi 89. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve lemma caehüm kitabüm min ındillahi müsaddikul lima mealhüm ve kanu min kablü yesteftihune alellezıne keferu* fe lemma caehüm ma arafu keferu bihı fe la’netüllahi alel kafirın

Allah Katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah’ın laneti kafirlerin üzerinedir.

Bakara Suresi 90. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Bi’semeşterav bihı enfüsehüm ey yekfüru bi ma enzelellahü bağyen ey yünezzilellahü min fadlihı ala mey yeşaü min ıbadih* fe bau bi ğadabin ala ğadab* ve lil kafirıne azabüm mühın

Allah’ın kullarından, dilediğine Kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini ‘kıskanarak ve hakka baş kaldırarak’ Allah’ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.

Bakara Suresi 91. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza kıyle lehüm aminu bi ma enzelellahü kalu nü’minü bima ünzile aleyna ve yekfürune bi ma veraehu ve hüvel hakku müsaddikal lima meahüm* kul fe lime taktülune embiyaellahi min kablü in küntüm mü’minın

Onlara: “Allah’ın indirdiklerine iman edin” denildiğinde: “Biz, bize indirilene iman ederiz” derler ve ondan sonra olan (Kur’an)ı inkar ederler. Oysa o (Kur’an), yanlarındakini (kitabı) doğrulayan bir gerçektir. (Onlara) De ki: “Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?”

Bakara Suresi 92. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le kad caeküm musa bil beyyinati sümmettehaztümül ıcle mim ba’dihı ve entüm zalimun

Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi. Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz. İşte siz (böyle) zalimlersiniz.

Bakara Suresi 93. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz ehazna mısakaküm ve rafa’na fevkakümüt tur* huzu ma ateynaküm bi kuvvetiv vesmeu* kalu semı’na ve asayna ve üşribu fı kulubihimül ıcle bi küfrihımv kul bi’sema ye’müruküm bihı ımanüküm in küntüm mü’minın

Hani sizden misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve): “Size verdiğimize (kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin” (demiştik). Demişlerdi ki: “Dinledik ve baş kaldırdık.” İnkarları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: “İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?”

Bakara Suresi 94. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kul in kanet lekümüd darul ahıratü indellahi halisatem min dunin nasi fe temennevül mevte in küntüm sadikıyn

De ki: “Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin.”

Bakara Suresi 95. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve ley yetemennevhü ebedem bima kaddemet eydıhim* vallahü alımüm biz zalimın

Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiçbir zaman kesin olarak dilemeyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.

Bakara Suresi 96. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le tecidennehüm ahrasan nasi ala hayah* ve minellezıne eşraku yeveddü ehadühüm lev yüammeru elfe seneh* ve ma hüve bi müzahzihıhı minel azabi ey yüammer* vallahü besıyrum bima ya’melun

Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azaptan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir.

Bakara Suresi 97. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kul men kane adüvvel licibrıle fe innehu nezzelehu ala kalbike bi iznillahi müsaddikal lima beyne yedeyhi ve hüdev ve büşra lil mü’minın

De ki: “Cibril’e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü’minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O’dur.

Bakara Suresi 98. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Men kane adüvvel lillahi ve melaiketihı ve rusülihı ve cibrıle ve mıkale fe innellahe adüvvül lil kafirın

Her kim Allah’a, meleklerine, elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır.”

Bakara Suresi 99. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le kad enzelna ileyke ayatim beyyinat* ve ma yekfüru biha illel fasikun

Andolsun Biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan başkası inkar etmez.

Bakara Suresi 100. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E ve küllema ahedu ahden nebezehu ferıkum minhüm* bel ekseruhüm la yü’minun

Ne zaman bir ahidde bulundularsa, içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Hayır, onların çoğu iman etmezler.

Bakara Suresi 101. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve lemma caehüm rasulüm min ındillahi müsaddikul lima mealhüm nebeze ferıkum minellezıne utül kitab* kitabellahi verae zuhurihim ke ennehüm la ya’lemun

Ne zaman onlara Allah Katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden birtakımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitabı’nı arkalarına attılar.

Bakara Suresi 102. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vettebeu ma tetlüş şeyatıynü ala mülki süleyman* ve ma kefera süleymanü ve lakinneş şeyatıyne keferu yüallimunen nasas sıhra ve ma ünzile alel melekeyni bi babile harute ve marut* ve ma yüallimani min ehadin hatta yekula innema nahnü fitnetün fe la tekfür* fe yeteallemune minhüma ma yüferrikune bihı beynel mer’i ve zevcih* ve ma hüm bi darrıne bihı min ehadin illa bi iznillah* ve yeteallemune ma yedurruhüm ve la yenfeuhüm* ve le kad alimu le menişterahü ma lehu fil ahırati min halakıv ve le bi’se ma şerav bihı enfüsehüm* lev kanu la’lemun

Ve onlar, Süleyman’ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe Harut’a ve Marut’a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: “Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkar etme” demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah’ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.

Bakara Suresi 103. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve lev ennehüm amenu vettekav le mesubetüm min ındillahi hayr* lev kanu ya’lemun

Eğer gerçekten iman edip sakınsalardı, Allah Katındaki sevab(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi.

Bakara Suresi 104. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu la tekulu raına ve kulünzurna vesmeu* ve lil kafirıne azabün elım

Ey iman edenler, “Raina-Bizi güt, bize bak” demeyin. “Unzurna-Bizi gözet” deyin ve dinleyin. Kafirler için acı bir azap vardır.

Bakara Suresi 105. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ma yeveddüllezıne keferu min ehlil kitabi ve lel müşrikıne ey yünezzele aleyküm min hayrim mir rabbiküm* vallahü yehtessu bi rahmetihı mey yeşa’* vallahü zül fadlil azıym

Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.

Bakara Suresi 106. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ma nensah min ayetin ev nünsiha ne’ti bi hayrim minha ev misliha* e lem ta’lem ennellahe ala külli şey’in kadır

Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

Bakara Suresi 107. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E lem ta’lem ennellahe lehu mülküs semavati vel ard* ve ma leküm min dunillahi miv veliyyiv ve la nasıyr

(Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Sizin Allah’tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.

Bakara Suresi 108. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Em türıdune en tes’elu rasuleküm kema süile musa min kabl* ve mey yetebeddelil küfra bil ımani fe kad dalle sevaes sbil

Yoksa daha önce Musa’nın sorguya çekildiği gibi, siz de Resulünüzü sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim imanı inkar ile değişirse, artık o, dümdüz yoldan sapmış olur.

Bakara Suresi 109. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vedde kesırum min ehlil kitabi lev yerudduneküm mim ba’di ımaniküm küffara* hasedem min ındi enfüsihim mim ba’di ma tebeyyene lehümül hakk* fa’fu vasfehu hatta ye’tiyellahü bi emrih* innellahe ala külli şey’in kadır

Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

Bakara Suresi 110. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve ekıymus salate ve atüz zekah* ve ma tükaddimu li enfüsiküm min hayrin teciduhü ındellah* innellahe bi ma ta’melune besıyr

Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.

Bakara Suresi 111. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalu ley yedhulel cennete illa men kane huden ev nesar* tilke emaniyyühüm* kul hatu bürhaneküm in küntüm sadikıyn

Dediler ki: “Yahudi veya Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez.” Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, kesin-kanıtınızı (burhan) getirin.”

Bakara Suresi 112. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Bela men esleme vechehu lillahi ve hüve muhsinün fe lehu ecruhu ınde rabbihı ve la havvfün aleyhim ve la hüm yahzenun

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Bakara Suresi 113. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kaletil yehudü leysetin nesar ala şey’iv ve kaletin nesara leysetil yehudü ala şey’iv ve hüm yetlunel kitab* kezalike kalellezıne la ya’lemune misle kavlihim* fallahü yahkümü beynehüm yevmel kıyameti fıma kanu fıhi yahtelifun

Yahudiler dediler ki: “Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir”; Hıristiyanlar da: “Yahudiler bir şey üzere değillerdir” dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.

Bakara Suresi 114. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve men azlemü mimmem menea mesacidellahi ey yüzkera fıhesmühu ve sea fı harabiha* ülaike ma kane lehüm ey yedhuluha illa haifın* lehüm fid dünya hızyüv ve lehüm fil ahırati azabün azıym

Allah’ın mescidlerinde O’nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azap vardır.

Bakara Suresi 115. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve lillahil meşriku vel mağribü fe eynema tüvellu fe semme vechüllah* innallahe vasiun alım

Doğu da Allah’ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah’ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir.

Bakara Suresi 116. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalüttehazellahü veleden sübhaneh* bel lehu ma fis semavati vel ard* küllül lehu kanitün

Dediler ki: “Allah oğul edindi.” O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir.

Bakara Suresi 117. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Bedıus semavati vel ard* ve iza kada emran fe innema yekulü lehu kün fe yekun

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “OL” der, o da hemen oluverir.

Bakara Suresi 118. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalellezıne la ya’lemune lev la yükellimünellahü ev te’tına ayeh* kezalike kalellezıne min kablihim misle kavlihim* teşabehet kulubühüm* kad beyyennel ayati li kavmiy yukınun

Bilgisizler, dediler ki: “Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir ayet gelmeli değil miydi?” Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Biz, kesin bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri apaçık gösterdik.

Bakara Suresi 119. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnna erselnake bil hakkı beşırav ve nezirav ve la tüs’elü an ashabil cehıym

Şüphesiz Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur’an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.

Bakara Suresi 120. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve len terda ankel yehudü ve len nesara hatta tettebia milletehüm* kul inne hüdellahi hüvel hüda* ve leinitteba’te ehvaehüm ba’dellezı caeke minel ılmi ma leke minallahi miv veliyyiv ve la nasıyr

Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: “Şüphesiz doğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur.” Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

Bakara Suresi 121. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne ateynahümül kitabe yetlunehu hakka tilavetih* ülaike yü’minune bih* ve mey yekfür bihı fe ülaike hümül hasirun

Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

Bakara Suresi 122. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya benı israılezküru nı’metiyelletı en’amtü aleyküm ve ennı faddaltüküm alel alemın

Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere muhakkak üstün kıldığımı hatırlayın.

Bakara Suresi 123. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vetteku yevmel la teczı nefsün an nefsin şey’ev ve la yukbelü minha adlüv ve la tenfeuha şefatüv ve la hüm yünsarun

Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

Bakara Suresi 124. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve izibtela ibrahıme rabbühu bi kelimatin fe etemmehünn* kale innı caılüke lin nasi imama* kale ve min zürriyyetı* kale la yenalü ahdiz zalimın

Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e): “Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım” dedi. (İbrahim) “Ya soyumdan olanlar?” deyince (Allah:) “Zalimler Benim ahdime erişemez” dedi.

Bakara Suresi 125. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz cealnel beyte mesabetel lin nasi ve emna* vettehızu mim mekami ibrahıme müsalla* ve ahidna ila ibrahıme ve ismaıyle en tahhira veytiye lit taifıne vel akifıne ver rukkeıs sücud

Hani Evi (Ka’be’yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. “İbrahim’in makamını namaz yeri edinin”, İbrahim ve İsmail’e de, “Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin” diye ahid verdik.

Bakara Suresi 126. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kale ibrahımü rabbic’al haza beleden aminev verzuk ehlehu mines semerati min amene minhüm billahi vel yevmil ahır* kale ve men kefera fe ümettiuhu kalılen sümme adtarruhu ila azabin nar* ve bi’sel mesıyr

Hani İbrahim: “Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır” demişti de (Allah: “Sadece inananları değil) inkar edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o” demişti.

Bakara Suresi 127. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz yerfeu ibrahımül kavaıde minel beyti ve ismaıyl* rabbena tekabbel minna* inneke entes semıul alım

İbrahim, İsmail’le birlikte Evin (Ka’be’nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): “Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin”;

Bakara Suresi 128. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Rabbena vec’alna müslimeyni leke ve min zürriyyetina ümmetem müslimetel leke ve erina menasikena ve tüb aleyna* inneke entet tevvabür rahıym

“Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.”

Bakara Suresi 129. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Rabbena veb’as fıhim rasulem minhüm yetlu aleyhim ayatike ve yüallimühümül kitabe vel hıkmete ve yüzekkıhim* inneke entel azızül hakım

“Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin.”

Bakara Suresi 130. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve mey yerğabü ammileti ibrahıme illa men sefihe nefseh* ve le kadıstafeynahü fid dünya* ve innehu fil ahırati le minas salihıyn

Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de o salihlerdendir.

Bakara Suresi 131. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İz kale lehu rabbühu eslim kale eslemtü li rabbil alemın

Rabbi ona: “Teslim ol” dediğinde (O:) “Alemlerin Rabbine teslim oldum” demişti.

Bakara Suresi 132. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve vassa biha ibrahımü benıhi ve ya’kub* ya beniyye innellahestafa lekümüd dıne fe la temutünne illa ve entüm müslimun

Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: “Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin” (diye benzer bir vasiyette bulundu.)

Bakara Suresi 133. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Em küntüm şühedae iz hadara ya’kubel mevtü iz kale li benıhi ma ta’büdune mim ba’dı * kalu na’büdü ilaheke ve ilahe abaike ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ilahev vahıda* ve nahnü lehu müslimun

Yoksa siz, Yakub’un ölüm anında, orada şahidler miydiniz? O, oğullarına: “Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?” dediğinde, onlar: “Senin İlahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın İlahı olan tek bir İlaha ibadet edeceğiz; bizler O’na teslim olduk” demişlerdi.

Bakara Suresi 134. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Tilke ümmetün kad halet* leha ma kesebet ve leküm ma kesebtüm* ve la tüs’elune amma kanu ya’melun

Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.

Bakara Suresi 135. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalu kunu huden ev nesara tehtedu* kul bel millete ibrahıme hanıfa* ve ma kane minel müşrikın

Dediler ki: “Yahudi veya Hıristiyan olun ki hidayete eresiniz.” De ki: “Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim’in dini(dir); O müşriklerden değildi.”

Bakara Suresi 136. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya’kube vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun

Deyin ki: “Biz Allah’a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa’ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O’na teslim olmuşlarız.”

Bakara Suresi 137. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe in amenu bi misli ma amentüm bihı fe kadihtedev* ve in tevellev fe innema hüm fı şikak* fe seyekfıkehümüllah* ve hüves semıul alım

Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.

Bakara Suresi 138. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sıbğatellah* ve men ahsenü minellahi sıbğatev ve nahnü lehu abidun

Allah’ın boyası… Allah(ın boyasın)dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O’na kulluk edenleriz.

Bakara Suresi 139. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kul etühaccunena fillahi ve hüve rabbüna ve rabbüküm* ve lena amalüna ve leküm a’malüküm* ve nahnü lehu muhlisun

De ki: “O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O’na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız.”

Bakara Suresi 140. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Em tekulune inne ibrahıme ve ismaıyle ve ıshaka ve ya’kube vel esbata kanu huden ev nesara* kul e entüm a’lemü emillah* ve men azlemü mimmen keteme şehadeten ındehu minellah* ve mallahü bi ğafilin amma ta’melun

Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: “Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah’tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.”

Bakara Suresi 141. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Tilke ümmetün kad halet* leha ma kesebet ve leküm ma kesebtüm* ve la tüs’elune amma kanu ya’melun

Onlar, bir ümmetti, gelip geçti; onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.

Bakara Suresi 142. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Se yekulüs süfehaü minen nasi ma vellahüm an kıbletihimülletı kanu aleyha* kul lillahil meşriku vel mağrib* yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym

Birtakım beyinsiz insanlar: “Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da Allah’ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir.”

Bakara Suresi 143. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kezalike cealnakmüm ümmetev vesetal li tekunu şühedae alen nasi ve yekuner rasulü aleyküm şehıda* ve ma cealnel kıbletelletı künte aleyha illa li na’leme mey yettebiur rasule mimmey yenkalibü ala akıbeyh* ve in kanet le kebıraten illa alellezıne hedellah* ve ma kanellahü li yüdıy’a ımaneküm* innellahe bin nasi le raufür rahıym

Böylece Biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun (yönü, Ka’be’yi) kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah’ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.

Bakara Suresi 144. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kad nera tekallübe vechike fis semai fe lenüvelliyenneke kıbleten terdaha* fevelli vcheke şatnal mescidil haram* ve haysü ma küntüm fevellu vücuheküm şatrah* ve innellezıne utül kitabe le ya’lemune ennehül hakku mir rabbihim* vemallahü bi ğafilin amma ya’melun

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

Bakara Suresi 145. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le in eteytellezıne utül kitabe bi külli ayetim ma tebiu kıbletek* ve ma ba’duhüm bi tabiın kıblete ba’d* ve leinitteba’te ehvaehüm mim ba’di ma caeke minel ılmi inneke izel le minez zalimın

Andolsun, kendilerine kitap verilenlere her ayeti (delili) getirsen, yine onlar senin kıblene uymaz; sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının kıblesine (bile) uymaz. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan, o zaman gerçekten zalimlerden olursun.

Bakara Suresi 146. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne ateynahümül kitabe ya’rifunehu kema ya’rifune ebnaehüm* ve inne ferıkam minhüm le yektümunel hakka ve hüm ya’lemun

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler.

Bakara Suresi 147. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Elhakku mir rabbike fe la tekunenne minel mümterın

Gerçek (hak) Rabbinden (gelen)dir. Şu halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma.

Bakara Suresi 148. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve li külliv vichetün hüve müvellıha festebikul hayrat* eyne ma tekunu ye’ti bikümüllahü cemıa* innellahe ala külli şey’in kadır

Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

Bakara Suresi 149. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve min haysü haracte fevelli vecheke şatral mescidil haram* ve innehu lel hakku mir rabbik* ve mallahü bi ğafilin amma ta’melun

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Şüphesiz bu, Rabbinden olan bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

Bakara Suresi 150. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve min haysü haracte fevelli vecheke şatral mescidil haram* ve haysü ma küntüm fe vellu vücuheküm şatrahu li ella yekune linnasi aleyküm hucceh* ilellezıne zalemu minhüm fe la tahşevhüm vahşevnı ve li ütimme nı’metı aleyküm ve lealleküm tehtedun

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.

Bakara Suresi 151. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kema erselna fıküm rasulem minküm yetlu aleyküm ayatina ve yüzekkıküm ve yüallimükümül kitabv vel hıkmete ve yüallimüküm ma lem tekunu ta’lemun

Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.

Bakara Suresi 152. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fezkürunı ezkürküm veşküru lı ve la tekfürun

Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin.

Bakara Suresi 153. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenüsteıynu bis sabri ves salah* innellahe meas sabirın

Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.

Bakara Suresi 154. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve la tekulu li mey yuktelü fı sebılillahi emvat* bel ahyaüv ve lakil la teş’urun

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.

Bakara Suresi 155. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve le neblüvenneküm bi şey’im minel havfi vel cuı ve naksım minel emvali vel enfüsi ves semerat* ve beşşiris sabirın

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.

Bakara Suresi 156. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne iza esabethüm müsıybetün kalu inna lillahi ve inna ileyhi raciun

Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a ait (kullar)ız ve şüphesiz O’na dönücüleriz.”

Bakara Suresi 157. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ülaike alayhim salevatüm mir rabbihim ve rahmetüv ve ülaike hümül mühtedun

Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır.

Bakara Suresi 158. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnes safa vel mervete min şeairillah* fe min haccel beyte evı’temera fe la cünaha aleyhi ey yettavvefe bihima* ve men tetavvea hayran fe innellahe şakirun alıym

Şüphesiz, ‘Safa’ ile ‘Merve’ Allah’ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka’be’yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir.

Bakara Suresi 159. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne yektümune ma enzelna minel beyyinati vel hüda mim ba’di ma beyyennahü lin nasi fil kitabi ülaike yel’anühümullahü ve yel’anühümül laınun

Gerçekten, apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de (bütün) lanet ediciler.

Bakara Suresi 160. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İllellezıne tabu ve aslehu ve beyyenu fe ülaike etubü aleyhim* ve enet tevvabür rahıym

Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.

Bakara Suresi 161. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun ülaike aleyhim la’netüllahi vel melaiketi ven nasi ecmeıyn

Şüphesiz, inkar edip kafir olarak ölenler, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti bunların üzerinedir.

Bakara Suresi 162. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Halidıne fıha* la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun

Onda (lanette) süresiz kalacaklardır, onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

Bakara Suresi 163. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve ilahüküm ilahüv vahıd* la ilahe illa hüver rahmanür rahıym

Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir).

Bakara Suresi 164. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnne fı halkıs semavati vel erdı vahtilafil leyli ven nehari vel fülkilletı tecrı fil bahri bima yenfeun nase ve ma enzelellahü mines semai mim main fe ahya bihil erda ba’de mevtiha ve besse fıha min külli dabbetiv ve tasrıfir riyahı ves sehabil müsahhari beynes semai vel erdı le ayatil li kavmiy ya’kılun

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

Bakara Suresi 165. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve minen nasi mey yettehızü min dunillahi endadey yühıbbunehüm ke hubbillah* vellezıne amenu eşeddü hubbel lillah* velev yerallezıne zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete lillahi cemıav ve ennellahe şedıdül azab

İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını ‘eş ve ortak’ tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah’ın olduğunu ve Allah’ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi.

Bakara Suresi 166. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İz teberraellezınet tübiu minellezınettebeu ve raevül azabe ve tekattaat bihimül esbab

Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp-kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp-kopmuştur.

Bakara Suresi 167. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kalellezınet tebeu lev enne lena kerraten fe neteberrae minhüm kema teberrau minna* kezalike yürıhimüllahü a’malehüm haseratin aleyhim* ve ma hüm bi haricıne minen nar

(O zaman, yönetilip) Uyanlar derler ki: “Eğer bize bir kere (daha dünyaya dönme) fırsatı verilse(ydi) muhakkak (şimdi) onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşır (onları yüzüstü bırakır)dık.” Böylece Allah, onlara bütün yaptıklarını onulmaz hasretlerle gösterecektir. Ve onlar ateşten çıkacak değildirler.

Bakara Suresi 168. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühen nasü külu mimma fil erdı halalen tayyibev ve la tettebiu hutuvatiş şeytan* innehu leküm adüvvüm mübın

Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.

Bakara Suresi 169. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnema ye’müruküm bis sui vel fahşai ve en tekulu alellahi ma la ta’lemun

O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.

Bakara Suresi 170. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza kıyle lehümüt tebiu ma enzellellahü kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena* e ve lev kane abaühüm la ya’kılune şey’ev ve la yehtedun

Ne zaman onlara: “Allah’ın indirdiklerine uyun” denilse, onlar: “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız” derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?

Bakara Suresi 171. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve meselüllezıne keferu ke meselillezı yen’ıku bi ma la yesmeu illa düaev ve nidaa* summüm bükmün umyün fe hüm la ya’kılun

İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler.

Bakara Suresi 172. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu külu min tayyibati ma razaknaküm veşküru lillahi in küntüm iyyahü ta’büdun

Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O’na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah’a şükredin.

Bakara Suresi 173. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnema harrame aleykümül meytete ved deme ve lahmel hınzıri ve ma ühille bihı li ğayrillah* fe menidturra ğayra bağıv ve la adin fe la isme aleyh* innellahe ğafurur rahıym

O, size ölüyü (leşi)-kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Bakara Suresi 174. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne yektümune ma enzelellahü minel kitabi ve yeşterune bihı semenen kalılen ülaike ma ye’külune fı bütunihim illen nara ve la yükellimühümüllahü yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim* ve lehüm azabün eliym

Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

Bakara Suresi 175. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ülaikellezıneşteravüd dalalete bil hüda vel azabe bil mağfirah* fe ma asberahüm alen nar

Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!

Bakara Suresi 176. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Zalike bi ennellahe nezzelel kitabe bil hakk* ve innellezınahtelefu fil kitabi le fı şikakım beıyd

Bu, Allah’ın Kitabı şüphesiz hak olarak indirmesindendir. Kitap konusunda anlaşmazlığa düşenler ise uzak bir ayrılık içindedirler.

Bakara Suresi 177. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın* ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab* ve ekames salate ve atez zekah* vel mufune bi ahdihim iza ahedu* ves sabirıne fil be’sai ved darrai ve hıynel be’s* ülaikellezıne sadeku* ve ülaike hümül müttekun

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

Bakara Suresi 178. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu kütibe aleykümül kısasu fil katla* el hurru bil hurri vel abdü bil abdi vel ünsa bil ünsa* fe men ufiye lehu min ehıyhi şey’ün fettibaum bil ma’rufi ve edaün ileyhi bi ıhsan* zalike tahfıfüm mir rabbiküm ve rahmeh* fe menı’teda ba’de zalike fe lehu azabün eliym

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azap vardır.

Bakara Suresi 179. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve leküm fil kısası hayatüy ya ülil elbabi lealleküm tettekun

Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız.

Bakara Suresi 180. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kütibe aleyküm iza hadara ehadekümül mevtü in terake hayra* elvasıyyetü lil valideyni vel akrabıne bil ma’ruf* hakkan alel müttekıyn

Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak- size yazıldı (farz kılındı).

Bakara Suresi 181. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe mem beddelehu ba’de ma semiahu fe innema ismühu alellezıne yübeddiluneh* innellahe semıun aliym

Bundan böyle kim onu (vasiyeti) işittikten sonra değiştirirse, günahı elbette onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

Bakara Suresi 182. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe men hafe mim musın cenefen ev ismen fe asleha beynehüm fe la isme aleyh* innellahe ğafurur rahıym

Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulup-düzeltirse, artık ona günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Bakara Suresi 183. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu kütibe aleykümüs sıyamü kema kütibe alellezıne min kabliküm lealleküm tettekun

Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.

Bakara Suresi 184. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Eyyamem ma’dudat* fe men kane minküm merıdan ev ala seferin fe ıddetüm min eyyamin uhar* ve alellezıne yütıykunehu fidyetün taamü miskın* fe men tetavvea hayran fe hüve hayrul leh* ve en tesumu hayrul leküm in küntüm ta’lemun

(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz-sizin için daha hayırlıdır.

Bakara Suresi 185. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Şehru ramedanellezı ünzile fıhil kur’anü hüdel lin nasi ve beyyinatim minel hüda vel fürkan* fe men şehide minkümüş şehra felyesumh* ve em kane merıdan ev ala seferin fe ıddetüm min eyyamin uhar* yürıdüllahü biküml yüsra ve la yürıdu bi külüm usr* ve li tükmilül ıddete ve li tükebbirullahe ala ma hedaküm ve lealleküm eşkürun

Ramazan ayı… İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah’ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

Bakara Suresi 186. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza seeleke ıbadı annı fe innı karıb* ücıbü da’veted daı iza deani felyestecıbu lı vel yü’minu bı leallehüm yarşüdun

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.

Bakara Suresi 187. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ühılle leküm leyletes sıyamir rafesü ila nisaiküm* hünne libasül leküm ve entüm libasül lehünn* alimellahü enneküm küntüm tahtaune enfüseküm fe tabe aleyküm ve afa anküm* fel anebaşiruhünne vevteğu ma ketebellahü leküm* ve külu veşrabu hatta yetebeyyene lekümül hüytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri sümme etimmüs sıyame ilel leyl* ve la tübaşiruhünne ve entüm akifune fil mesacid* tilke hududüllahi fe la takrabuha* kezalike yübeyyinüllahü ayatihı lin nasi leallehüm yettekun

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.

Bakara Suresi 188. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve la te’külu emvaleküm beyneküm bil batıli ve tüdlu biha ilel hukkami li te’külu ferıkam min emvalin nasi bil ismi ve entüm ta’lemun

Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın.

Bakara Suresi 189. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yes’eluneke anil ehilleh* kul hiye mevakıytü lin nasi velhacc* ve leysel birru bi en te’tül büyute min zuhuriha ve lakinnel birra menitteka* ve’tül büyute min ebvabiha vettekullahe lealleküm tüflihun

Sana, hilalleri (doğuş halindeki ayları) sorarlar. De ki: “O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr), evlere arkalarından gelmeniz değildir, ama iyilik sakınan(ın tutumudur). Evlere kapılarından girin. Allah’tan sakının, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Bakara Suresi 190. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve katilu fı sebılillahillizıne yükatiluneküm ve la ta’tedu* innellahe la yühıbbül mu7tedın

Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez.

Bakara Suresi 191. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vaktüluhüm haysü sekıftümuhüm ve ahricuhüm min haysü ahracuküm vel fitnetü eşeddü minel katl* ve la tükatiluhüm ındel mescidil harami hatta yükatiluküm fıh* fe in kateluküm faktüluhüm* kezalike ceazül kafirın

Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir.

Bakara Suresi 192. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe inintehev fe innellahe ğafurur rahıym

Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir.

Bakara Suresi 193. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve katiluhüm hatta la tekune fitnetüv ve yekuned dınü lillah* fe inintehev fe la udvane illa alez zalimın

(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.

Bakara Suresi 194. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Eşşehrul haramü biş şehril harami vel hurumatü kısas* fe menı’teda aleyküm fa’tedu aleyhi bi misli ma’teda aleyküm vettekullahe va’lemu ennellahe mealmüttekıyn

Haram ay, haram aya karşılıktır; hürmetler (de) karşılıklıdır. Öyleyse kim size saldırırsa, onun saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki Allah, muhakkak ki korkup-sakınanlarla beraberdir.

Bakara Suresi 195. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve enfiku fı sebılillahi ve la tülku bi eydıküm ilet tehlüketi ve ahsinu* innellahe yühıbbül muhsinın

Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.

Bakara Suresi 196. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve etimmül hacce vel umrate lillah* fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy* ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh* fe men kane minküm merıdan ev bihı ezem mir ra’sihı fe fidyetüm min sıyamin ev sadekatin ev nüsük* fe iza emintüm* fe men temettea bil umrati ilel hacci fe mesteysera minel hedy* fe mel lem yecid fe sıyamü selaseti eyyamin fil hacci ve seb’atin iza raca’tüm* tilke aşeratün kamileh* zalike li mel lem yekün ehlühu hadıril mescidil haram* vettekullahe va’lemu ennellahe şedıdül ıkab

Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve buna benzer nedenlerle) kuşatılırsanız, artık size kolay gelen kurban(ı gönderin). Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin. Kim sizden hasta ise veya başından şikayeti varsa, onun ya oruç ya sadaka veya kurban olarak fidye (vermesi gerekir). Güvenliğe kavuşursanız, hacca kadar umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir kurban(ı kesmek gerekir). Bulamayana da, haccda üç gün, döndüğünüzde yedi (gün) olmak üzere, bunlar, tamı tamına on (gün) oruç vardır. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, muhakkak cezası pek çetin olandır.

Bakara Suresi 197. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Elhaccü eşhürum ma’lumat* fe men ferada fıhinnel hacce fe la rafese ve la füsuka ve la cidale fil hacc* ve ma tef’alu min hayriy ya’lemhüllah* ve tezevvedu fe inne hayraz zadit takva vettekuni ya ülil elbab

Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının.

Bakara Suresi 198. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Leyse aleyküm cünahun en tebteğu fadlem mir rabbiküm* fe iza efadtüm min arafatin fezkürullahe ındel meş’aril haram* vezküruhü kema hedaküm* ve in küntüm min kablihı le mined dallın

Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat’tan hep birlikte indiğinizde Allah’ı Meş’ar-ı Haram’da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip-ilettiyse, siz de O’nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız.

Bakara Suresi 199. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sümme efıdu min haysü efadan nasü vestağfirullah* innellahe ğafurur rahıym

Sonra insanların (topluca) akın ettiği yerden siz de akın edin ve Allah’tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Bakara Suresi 200. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe iza kadaytüm menasikeküm fezkürullahe ke zikriküm abeküm ev eşedde zikra* fe minen nasi mey yekulü rabbena atina fid dünya ve malehu fil ahırati min halak

(Hacc) ibadetlerinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah’ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki: “Rabbimiz, bize dünyada ver” der; onun ahirette nasibi yoktur.

Bakara Suresi 201. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve minhüm mey yekulü rabbena atine fid dünya hasenetev ve fil ahırati hasenetev ve kına azaben nar

Onlardan öylesi de vardır ki: “Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru” der.

Bakara Suresi 202. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ülaike lehüm nasıybüm mimma kesebu* vallahü serıul hısab

İşte bunların kazandıklarına karşılık nasibleri vardır. Allah, hesabı pek seri görendir.

Bakara Suresi 203. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vezkürullahe fı eyyamim ma’dudat* fe men teaccele fı yevmeyni fe la isme aleyh* ve men teahhara fe la isme aleyh* limenitteka* vettekullahe va’lemu enneküm ileyhi tuhşerun

Sayılı günlerde Allah’ı anın. İki günde (Mina’dan dönmek için) elini çabuk tutana günah yoktur, geri kalana da günah yoktur. (Bu) sakınan için(dir). Allah’tan korkup-sakının ve gerçekten bilin ki, siz O’na döndürülüp-toplanacaksınız.

Bakara Suresi 204. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve minen nasi me yu’cibüke kavlühu fil hayatid dünya ve yüşhidüllahe ala ma fı kalbih* ve hüve eleddül hısam

İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah’ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır.

Bakara Suresi 205. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel harse ven nesl* vallahü la yühıbbül fesad

O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez.

Bakara Suresi 206. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza kıyle lehüttekıllahe ehazethül ızzetü bil ismi fe hasbühu cehennem* ve le bi’sel mihad

Ona: “Allah’tan kork” denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o.

Bakara Suresi 207. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve minen nasi mey yeşrı nefsehübtiğae merdatillah* vallahü raufüm bil ıbad

İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.

Bakara Suresi 208. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenüdhulu fis silmi kaffeh* ve la tettebiu hutuvatüş şeytan* innehu leküm adüvvüm mübiyn

Ey iman edenler, hepiniz topluca “barış ve güvenliğe (Silm’e, İslam’a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.

Bakara Suresi 209. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe in zeleltüm mim ba’di ma caetkümül beyyinatü fa’lemu ennellahe azızün hakım

Size, apaçık belgeler (ayetler) geldikten sonra yine ayağınız kayarsa, bilin ki Allah, gerçekten üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Bakara Suresi 210. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Hel yenzurune illa ey ye’tiyehümüllahü fı zulelim minel ğamami vel melaiketü ve kudıyel emr* ve ilellahi türceul ümur

Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah’ın (azabının) meleklerle onlara gelmesini ve (azap) emrinin gerçekleşmesini mi gözlüyorlar? Oysa bütün işler Allah’a döner.

Bakara Suresi 211. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Sel benı israıle kem ateynahüm min ayetim beyyineh* ve mey yübeddil nı’metellahi mim ba’di ma caethü fe innellahe şedıdül ıkab

İsrailoğulları’na sor, onlara nice açık ayet(ler) verdik. Kendisine geldikten sonra kim Allah’ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek şiddetli olandır.

Bakara Suresi 212. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Züyyine lillezıne keferul hayatüd dünya ve yesharune minellezıne amenu* vellezınettekav fevkahüm yevmel kıyameh* vallahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab

İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

Bakara Suresi 213. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kanen nasü ümmetev vahıdeten fe beasellahün nebiyyıne mübeşşirıne ve münzirıne ve enzele mealhümül kitabe bil hakkı li yahküme beynen nasi fımahtelefu fıh* ve mahtelefe fıhi illellezıne utuhü mim ba’di ma caethümül beyyinatü bağyem beynehüm* fe hedellahüllezıne amenu limahtelefu fıhi minel hakkı bi iznih* vallahü yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan ‘azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.

Bakara Suresi 214. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ye’tiküm meselüllezıne halev min kabliküm* messethümül be’saü ved darraü ve zülzilu hatta yekuler rasulü vellezıne amenu meahu meta nasrullah* ela inne nasrallahi karıb

Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah’ın yardımı pek yakındır.

Bakara Suresi 215. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yes’eluneke maza yünfikun* kul ma enfaktüm min hayrin fe lil valideyni vel akrabıne vel yetama vel mesakıni vebnis sebıl* ve ma tef’alu min hayrin fe innellahe bihı alım

Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir.”

Bakara Suresi 216. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kütibe aleykümül kıtalü ve hüve kürhül leküm* ve asa en tühıbbu şey’ev ve hüve şerrul leküm* vallahü ya’lemü ve entüm la ta’lemun

Savaş, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.

Bakara Suresi 217. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yes’eluneke aniş şehril harami kıtalin fıh* kul kıtalün fıhi kebır* ve saddün an sebılillahi ve küfram bihı vel mescidil harami ve ıhracü ehlihı minhü ekberu ındellah* vel fitnetü ekberu minel katl* ve la yezalune yükatiluneküm hatta yerudduküm an dıniküm inisteta* ve mey yertedid minküm an dınihı fe yemüt ve hüve kafirun fe ülaike habitat a’malühüm fid dünya vel ahırah* ve ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun

Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: “Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.

Bakara Suresi 218. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne amenu vellezıne haceru ve cahedu fı sebılillahi ülaike yercune rahmetellah* vallahü ğafurur rahıym

Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Bakara Suresi 219. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yes’eluneke anil hamri vel meysir* kul fıhima imün kebıruv ve menafiu lin nasi ve ismühüma ekberu min nef’ıhima* ve yes’eluneke maza yünfikun* kulil afv kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm tetefekkerun

Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için (bazı) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür.” Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “İhtiyaçtan artakalanı.” Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz;

Bakara Suresi 220. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fid dünya vel ahırah* ve yes’eluneke anil yetama* kul ıslahul lehüm hayr* ve in tühalituhüm fe ıhvanüküm* vallahü ya’lemül müfside minel muslıh* ve lev şaellahü le a’neteküm* innellahe azızün hakım

Hem dünya (konusun)da, hem ahiret (konusunda). Ve sana yetimleri sorarlar. De ki: “Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır. Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgun (fesad) çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırt eder). Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Bakara Suresi 221. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve la tenkihul müşrikati hatta yü’minn* ve le emetüm mü’minetüm hayrum mim müşriketiv ve lev a’cebetküm* ve la tünkihul müşrikıne hatta yü’minu* ve le abdüm mü’minün hayrum mim müşrikiv ve lev a’cebeküm* ülaike yed’une ilen nar* vallahü yed’u ilel cenneti vel mağfirati bi iznih* ve yübeyyinü ayatihı lin nasi leallehüm yetezekkerun

Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

Bakara Suresi 222. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve yes’eluneke anil mehıyd* kul hüve ezen fa’tezilün nisae fil mehıydı ve la takrabuhünne hatta yathurn* fe iza tetahherne fe’tuhünne min haysü emerakümllah* innellahe yühıbbüt tevvabıne ve yühıbbül mütetahhirın

Sana ‘kadınların aybaşı halini’ sorarlar. De ki: “O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah’ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.”

Bakara Suresi 223. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Nisaüküm harsül lemü fe’tu harseküm enna şi’tüm ve kaddimu li enfüsiküm* vettekullahe va’lemu enneküm mülakuh* ve beşşiril mü’minın

Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim edin. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki elbette O’na kavuşucusunuz. İman edenlere müjde ver.

Bakara Suresi 224. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve la tec’alüllahe urdatel li eymaniküm en teberru ve tetteku ve tuslihu beynen nas* vallahü semıun alım

Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah’ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.

Bakara Suresi 225. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

La yüahızükümüllahü bil lağvi fı eymaniküm ve lakiy yüahızüküm bi ma kesebet kulubüküm* vallahu ğafurun halım

Allah sizi, yeminlerinizdeki ‘rastgele söylemelerinizden, boş, amaçsız sözler’den dolayı sorumlu tutmaz; fakat kalplerinizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, yumuşak davranandır.

Bakara Suresi 226. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Lillezıne yü’lune min nisaihim terabbüsu erbeati eşhur* fe in fau fe innellahe ğafurur rahıym

Kadınlarından uzaklaşmaya yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır. Eğer (bu süre içinde eşlerine) dönerlerse, şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

Bakara Suresi 227. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve in azemüt talaka fe innellahe semıun aliym

(Yok) Eğer boşamada kararlı davranırsa (boşanırlar). Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

Bakara Suresi 228. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete kuru’* ve la yehıllü lehünne ey yektmne ma halekallahü fı erhamihinne in künne yü’minne billahi vel yevmil ahır* ve büuletühünne ehakku bi raddihinne fı zalike in eradu ıslaha* ve lehünne mislüllezı aleyhinne bil ma7rufi ve lir ricali aleyhinne deraceh* vallahü azızün hakım

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ‘ay hali ve temizlenme süresi’ beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah’ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Azizdir. Hakimdir.

Bakara Suresi 229. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ettalaku merratani fe imsaküm bi ma’rufin ev tesrıhum bi ıhsarı* ve la yehıllü leküm en te’huzu mimma ateytümuhünne şey’en illa ey yehafa ella yükıyma hududellah* fe in hıftüm ella yükıyma hududellahi fe la cünaha aleyhime fımeftedet bih* tilke hududüllahi fe la ta7teduha* ve mey yeteadde hududellahi fe ülaike hümüz zalimun

Boşanma iki defadır. (Sonra) Ya iyilikle tutmak veya güzellikle bırakmak (gerekir). Onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi geri almanız size helal değildir; ancak ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (durumu başka). Eğer ikisinin Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korkarsanız, bu durumda (kadının) fidye vermesinde ikisi için de günah yoktur. İşte bunlar, Allah’ın sınırlarıdır; onlara tecavüz etmeyin. Kim Allah’ın sınırlarına tecavüz ederse, onlar zalimlerin ta kendileridir.

Bakara Suresi 230. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe in tallekaha fe la tehıllü lehu mim ba’dü hatta tenkıha zevcen ğayrah* fe in tallekaha fe la cünaha aleyhima ey yeteracea in zanna ey yükıyma hududellah* ve tilke hududüllahi yübeyyinüha li kavmiy ya’lemun

Yine onu (kadını üçüncü defa) boşarsa, (kadın) onun dışında bir başka kocayla nikahlanmadıkça ona helal olmaz. Eğer (bu koca da) onu boşarsa, onlar (ilk koca ile karısı) Allah’ın sınırlarını ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa, tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için günah yoktur. İşte bunlar, Allah’ın sınırlarıdır; bilen bir topluluk için bunları (böyle) açıklar.

Bakara Suresi 231. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza tallaktümün nisae fe belağne ecelehünne fe emsikuhünne bi ma’rufin ev serrihuhünne bi ma’rufiv ve la tümsikuhünne dıraran li ta’tedu* ve mey yef’al zalike fe kad zaleme nefseh* ve la tettehızu ayatillahi hüzüvev vezküru nı’metellahi aleyküm ve ma enzele aleyküm minel kitabi vel hıkmeti yeızuküm bih* vettekullahe va’lemu ennellahe bi külli şey’in alıym

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah’ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitabı ve hikmeti anın. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah herşeyi bilendir.

Bakara Suresi 232. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iza tallaktümün nisae fe belağne ecelehünne fe la ta’duluhünne ey yenkıhne ezvacehünne iza teradav beynehüm bil ma’ruf* zalike yuazu bihı men kane minküm yü’minü billahi vel yevmil ahır* zaliküm ezka leküm ve ather* vallahü ya’lemü ve entüm la ta’lemun

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meşru biçimde) anlaştıkları takdirde- onlara, kendilerini kocalarına nikahlamalarına engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah, bilir de siz bilmezsiniz.

Bakara Suresi 233. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vel validatü yürdı’ne evladehünne havleyni kamileyni li men erade ey yütimmer radaah* ve alel mevludi lehu rizkuhünne ve kisvetühünne bil ma’ruf* la tükellefü nefsün illa vüs’aha* la tüdarra validetüm bi velediha ve la mevludül lehu bi veledihı ve alel varisi mislü zalik* fe in erada fisalen an teradım minhüma ve teşavürin fe la cünaha aleyhima * ve in eradtüm en testerdıu evladeküm fe la cünaha aleyküm iza sellemtüm ma ateytüm bih ma’ruf* vettekullahe va’lemu ennellahe bi ma ta’melune basıyr

Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerinde(ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir güçlük yoktur. Ve eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun olarak ödedikten sonra size bir sorumluluk yoktur. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir.

Bakara Suresi 234. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vellezıne yüteveffevne minküm ve yezerune ezvacey yeterabbasne bi enfüsihinne erbeate eşhüriv ve aşra* fe iza belağne ecelehünne fe la cünaha aleyküm fıma fealne fı enfüsihınne bil ma’ruf* vallahü bi ma ta’melune habır

İçinizden ölenlerin (geride) bıraktığı eşler, kendi kendilerine dört ay on (gün) beklerler. Bu bekleme süresi dolduğunda, artık onların kendi haklarında maruf (meşru) bir şekilde yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah, işlediklerinizden haberi olandır.

Bakara Suresi 235. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve la cünaha aleyküm fıma arradtüm bihı min hıtbetin nisai ev eknentüm fı enfüsiküm* alimellahü enneküm se tezkürunehünne ve lakil la tüvaıdulünne sirran illa en tekulu kavlem ma’rufa* ve la ta’zimu ukdetem nikahı hatta yeblüğal kitabü eceleh* va’lemu ennellahe ya’lemü ma fi enfüsiküm fahzeruh* va’lemu ennellahe ğafurun halım

(İddeti bekleyen) Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Gerçekte Allah, sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir. Sakın bilinen (meşru) sözler dışında onlarla gizlice vaadleşmeyin; bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikah bağını bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak davranandır.

Bakara Suresi 236. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

La cünaha aleyküm in talaktümün nisae ma lem temessuhünne ev tefridu lehünne ferıdah* ve mettiuhünn* alel musiı kaderuhu ve alel muktiri kaderuh* metaam bil ma’ruf* hakkan alel muhsinın

Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tespit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır.

Bakara Suresi 237. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve in tallaktümuhünne min kabli en temessuhünne ve kad feradtüm lehünne ferıdaten fe nısfü ma feradtüm illa ey ya’fune ev ya ‘füvellezı bi yedihı ukdetün nikah* ve en ta’fu akrabü littakva* ve la tensevül fadle beyneküm* innellahe bi ma ta’melune basıyr

Eğer onlara mehir tespit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tespit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.

Bakara Suresi 238. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Hafizu ales salevati ves salatil vüsta ve kumu lillahi kanitın

Namazları ve orta namazını (üstlerine düşerek, titizlik göstererek) koruyun ve Allah’a gönülden boyun eğiciler olarak (namaza) durun.

Bakara Suresi 239. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe in hıftüm fe ricalen ev rukbana* fe iza emintüm fezkürullahe ke ma allemeküm ma lem tekunu ta’lemun

Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah’ı, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.

Bakara Suresi 240. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vellezıne yüteveffevne minküm ve yezerune ezvaca* vesıyyetel li ezvacihim metaan ilel havli ğayra ıhrac* fe in haracne fe la cünaha aleyküm fı ma fealne fı enfüsihinne mim ma’ruf* vallahü aziyzün hakiym

İçinizde ölüp de (geride) eşler bırakanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın, bir yıla kadar yararlanmaları için eşlerine vasiyet (bıraksınlar). Ama onlar, (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların maruf (meşru) olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.

Bakara Suresi 241. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve lil mütallekati metaum bil ma’ruf* hakkan alel müttekıyn

(Kocası tarafından) Boşanan (kadın)ların maruf (meşru) bir tarzda yararlanma (ve geçim pay)ları vardır. Bu, sakınanlar üzerinde bir hak (borç) tır.

Bakara Suresi 242. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm ta’kılun

İşte Allah, size ayetlerini böyle açıklar; ki akıl erdiresiniz.

Bakara Suresi 243. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E lem tera ilellezıne haracu min diyarihim ve hüm ülufün hazeral mevti fe kale lehümüllahü mutu sümme ahyahüm* innellahe le uz fadlin alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun

Binlerce kişinin ölüm korkusuyla yurtlarından çıktıklarını görmedin mi? Allah onlara: “Ölün” dedi, sonra da onları diriltti. Şüphesiz Allah, insanlara karşı fazl sahibidir. Ancak, insanların çoğunluğu şükretmez.

Bakara Suresi 244. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve katilu fı sebılillah va’lemu ennellahe semıun alım

Allah yolunda savaşın ve bilin ki, şüphesiz Allah işitendir, bilendir.

Bakara Suresi 245. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Menzellezı yukridullahe kardan hasenen fe yüdaıfehu lehu ad’afen kesırah* vallahü yakbidu ve yebsut* ve ileyhi türceun

Allah’a karşılığını çok artırma ile kat kat artıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve siz O’na döndürüleceksiniz.

Bakara Suresi 246. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E lem tera ilel melei mim benı israıle mim ba’di musa* iz kalu li nebiyyil lehümüb’as lena meliken nükatil fı sebılillah* kale hel aseytüm in kütibe aleykümül kıtalü ella tükatilu* kalu ve ma lena ella nükatile fı sebılillahi ve kad uhricna min diyarina ve ebnaina* fe lemma kütibe aleyhimül kıtalü tevellev illa kalılem minhüm* vallahü alımüm biz zalimın

Musa’dan sonra İsrailoğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine: “Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi, O: “Ya üzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak olursanız?” demişti. “Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan çıkarıldık ve çocuklarımızdan (uzaklaştırıldık.)” demişlerdi. Ama onlara savaş yazıldığı (öngörüldüğü) zaman, az bir kısmı hariç yüz çevirdiler. Allah zalimleri bilir.

Bakara Suresi 247. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kale lehüm nebiyyühüm innellahe kad bease leküm talute melika* kalu enna yekunü lehül mülkü aleyna ve nahnü ehakku bil mülki minhü ve lem yü’te seatem minel mal* kale innellahestafahü aleyküm ve zadehu betaten fil ılmi vel cism* vallahü yü’tı mülkehu mey yeşa’* vallahü vasiun aliym

Onlara peygamberleri dedi ki: “Allah size Talut’u (melik olarak) gönderdi.” Onlar: “Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?” dediler. O (şöyle) demişti: “Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir.”

Bakara Suresi 248. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve kale lehüm nebiyyühüm inne ayete mülkihı ey ye’tiyekümüt tabutü fıhi sekınetüm mir rabbiküm ve bekıyyetüm mimma terake alü musa ve alü harune tahmilühül melaikeh* inne fı zalike le ayetel leküm in küntüm mü’minın

Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: “Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut’un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden ‘bir güven duygusu ve huzur’ ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden arta kalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır.”

Bakara Suresi 249. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe lemma fesale talutü bil cünudi kale innellahe mübtelıküm bi neher* fe men şeribe minhü fe leyse minnı* vemel lem ya’amhü fe innehu minnı illa menığterafe gurfetem bi yedih* fe şeribu minhü illa kalılem minhüm* fe lemma cavezehu hüve vellezıne amenu meahu kalu la takate lenel yevme bi calute ve cünudih*kalellezıne yezunnune ennehüm mülakullahi kem min fietin kalıletin ğalebet fieten kesıratem bi iznillah* vallahü meas sabirın

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: “Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç-onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): “Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok” dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: “Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir.”

Bakara Suresi 250. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve lemma berazu li calute ve cünudihı kalu rabbena efrığ aleyna sabrav ve sebbit akdamena vensurna alel kavmil kafirın

Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: “Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.”

Bakara Suresi 251. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe hezemuhüm bi iznillahi ve katele davudü calute ve atahüllahül mülke vel hıkmete ve allemehu mimma yeşa’* ve lev la def’ullahin nase ba’dahüm bi ba’dıl le fesedetil erdu ve lakinnellahe zu fadlin alel alemın

Böylece onları, Allah’ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davud Calut’u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediğinden öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def’i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.

Bakara Suresi 252. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* ve inneke le minel mürselın

İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir; onları sana bir hak olarak okuyoruz. Sen de gönderilen elçilerdensin.

Bakara Suresi 253. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Tilker rusülü faddalna ba’dahüm ala ba’d* minhüm men kellemellahe ve rafea ba’dahüm deracat* ve ateyna ıysebne meryemel beyyinati ve eyyednahü bi ruhıl kudüs* ve lev şaellahü maktetelellezıne mim ba’dihim mim ba’di ma caethümül beyyinatü ve lakinıltelefu fe minhüm men amene ve minhüm men kefar* ve lev şaellahü maktetelu ve lakinnellahe yef’alü ma yürıd

İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah’ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa’ya apaçık belgeler verdik ve O’nu Ruhu’l-Kudüs’le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.

Bakara Suresi 254. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu enfiku mimma rezaknaküm min kabli ey ye’tiye yevmül la bey’un fıhi ve la hulletüv ve la şefaah* vel kafirune hümüz zalimun

Ey iman edenler, hiçbir alış-verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kafirler… Onlar zulmedenlerdir.

Bakara Suresi 255. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum* la te’huzühu sinetüv vela nevm* lehu ma fis semavati ve ma fil ard* men zellezı yeşfeu ındehu illa bi iznih* ya’lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm* ve la yühıytune bi şey’im min ılmihı illa bi ma şa’* vesia kürsiyyühüs semavati vel ard* ve la yeudühu hıfzuhüma* ve hüvel alıyyül azıym

Allah… O’ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür.

Bakara Suresi 256. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

La ikrahe fid dıni kad tebeyyener ruşdü minel ğayy* fe mey yekfür bit tağuti ve yü’mim billahi fe kadistemseke bil urvetil vüska lenfisame leha* vallahü semıun alım

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.

Bakara Suresi 257. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Allahü veliyyüllezıne amenu yuhricühüm minez zulümati ilen nur* vellezıne keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat* ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun

Allah, iman edenlerin Velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut’tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.

Bakara Suresi 258. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E lem tera ilellezı hacce ibrahıme fı rabbihı en atahüllahül mülk* iz kale ibrahımü rabbiyellezı yuhyı ve yümıtü kel ene uhyı ve ümıt* kale ibrahımü fe innellahe ye’tı biş şemsi minel meşrikı fe’ti biha minel mağribi fe bühitellezı kefer* vallahü la yehdil kavmez zalimın

Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim’le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: “Benim Rabbim diriltir ve öldürür” demişti; o da: “Ben de öldürür ve diriltirim” demişti. (O zaman) İbrahim: “Şüphe yok, Allah Güneş’i doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir” deyince, o inkarcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Bakara Suresi 259. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ev kellezı merra ala karyetiv ve hiye haviyetün ala uruşiha* kale enna yuhyı hazihillahü ba’de mevtiha* fe ematehüllahü miete amin sümme beaseh* kale kem lebist* kale lebistü yevmen ev ba7oda yevm* kale bel lebiste miete amin fenzur ila taamike ve şerabike lem yetesenneh* venzur ila hımarike ve li nec’aleke ayetel lin nasi venzur ilel ızami keyfe nünşizüha sümme neksuha lahma* fe lemma tebeyyene lehu kale a’lemü ennellahe ala külli şey’in kadır

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: “Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?” Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: “Ne kadar kaldın?” O: “Bir gün veya bir günden az kaldım” dedi. (Allah ona:) “Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?” dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki: “(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir.”

Bakara Suresi 260. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve iz kale ibrahımü rabbi erinı keyfe tuhyil mevta* kale e ve lem tü’min* kale bela ve lakil li yatmeinne kalbı* kale fe huz erbeatem minet tayri fe surhünne ileyke sümmec’al ala külli cebelim minhünne cüz’en sümmed’uhünne ye’tıneke sa’ya* va’lem ennellahe azızün hakım

Hani İbrahim: “Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona:) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için” dedi. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Bakara Suresi 261. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Meselüllezıne yünfikune emvalehüm fı sebılillahi ke meseli habbetin embetet seb’a senabihle fı külli sümbületim mietü habbeh* vallahü yüdaıfü li mey yeşa’* vallahü vasiun alım

Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir.

Bakara Suresi 262. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne yünfikune emvalehüm fı sebılillahi sümme la yütbiune emvalehüm fı sebılillahi sümme la yütbiune ma enfeku mennev ve la ezel lehüm ecruhüm ınde rabbihim* ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Bakara Suresi 263. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Kavlüm ma’rufüv ve mağfiratün hayrum min sadekatiy yetbeuha eza* vallahü ğaniyyün halım

Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır.

Bakara Suresi 264. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu la tübtılu sadekatiküm bil menni vel eza kellezı yünfiku malehu riaen nasi ve la yü’minü billahi vel yevmil ahır* fe meselühu ke meseli safvanin aleyhi türabün fe esabehu vabilün fe terakehu salda* la yakdirune ala şey’im mimma kesebu* vallahü la yehdil kavmel kafirın

Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez(elde edemez)ler. Allah, kafirler topluluğuna hidayet vermez.

Bakara Suresi 265. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve meselüllezıne yünfikune emvalehümüb tiğae merdatillahi ve tesbıtem min enfüsihim ke meseli cennetim bi rabvetin esabeha vabilün fe atet üküleha dı’feyn* fe il lem yüsıbha vabilün fe tall* vallahü bima ta’melune basıyr

Yalnızca Allah’ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip-güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağnak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer ki, ona sağnak yağmur isabet etmese de bir çisintisi (vardır). Allah, yaptıklarınızı görendir.

Bakara Suresi 266. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

E yeveddü ehadükümen tekune lehu cennetüm min nehıyliv ve a’nabin tecrı min tahtihel enharu lehu fıha min küllis semerati ve esabehül kiberu ve lehu zürriyyetün duafaü fe esabeha ı’sarun fıhi narin fahterakat* kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm tetefekkerun

Hangi biriniz ister ki, altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi olsun, içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah size ayetleri böyle açıklar, ki düşünesiniz.

Bakara Suresi 267. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu enfiku min tayyibati ma kesebtüm ve mimma ahracna leküm minel ard* ve la teyemmemül habıse minhü tünfikune ve lestüm bi ahızıhi illa en tüğmidu fıh* va’lemu ennellahe ğaniyyün hamıd

Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır.

Bakara Suresi 268. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Eşşeytanü yeıdükümül fakra ve ye’müruküm bil fahşa’* vallahü yeıdüküm mağfiratem minhü ve fadla* vallahü vasiun alım

Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasızlığı emrediyor. Allah ise, size Kendisi’nden bağışlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

Bakara Suresi 269. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yü’til hıkmete mey yeşa’* ve mey yü’tel hıkmete fe kad utiye hayran kesıra* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab

Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

Bakara Suresi 270. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve ma enfaktüm min nefekatin ev nezertüm min nezrin fe innellahe ya’lemüh* ve ma liz zalimıne min ensar

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

Bakara Suresi 271. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İn tübdüs sadekati fe niımma hı* ve in tuhfuha ve tü’tuhel fükarae fe hüve hayrul leküm* ve yükeffiru anküm min seyyiatiküm* vallahü bi ma ta’melune habır

Sadakaları açıkta verirseniz ne iyi; fakat gizleyip fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. O, günahlarınızdan bir kısmını bağışlar. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

Bakara Suresi 272. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Leyse aleyke hüdahüm ve lakinnellahe yehdı mey yeşa’* ve ma tünfiku min hayrin fe li enfüsiküm* ve ma tünfikune illebtiğae vechillah* ve ma tünfiku min hayriy yüveffe ilayküm ve entüm la tuzlemun

Onların hidayete ermesi, senin üzerinde (bir yükümlülük) değildir. Ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak her ne infak ederseniz, kendiniz içindir. Zaten siz, ancak Allah’ın hoşnutluğunu istemekten başka (bir amaçla) infak etmezsiniz. Hayırdan her ne infak ederseniz -haksızlığa (zulme) uğratılmaksızın- size eksiksizce ödenecektir.

Bakara Suresi 273. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Lil fükaraillezıne uhsıru fı sebılillahi la yestetıy’une darben fil erdı yahsebühümül cahilü ağniyae minet teaffüf* ta’rifühüm bi sımahüm* la yes’elunen nase ilhafa* ve ma tünfiku min hayrin fe innellahe bihı alım

(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.

Bakara Suresi 274. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne yünfikune emvalehüm bil leyli ven nehari sirrav ve alaniyeten fe lehüm ecruhüm ınde rabbihim* ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Bakara Suresi 275. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ellezıne ye’küluner riba la yekumune illa kema yekumüllezı yetehabbetuhüş şeytanü minel mess* zalike bi ennehüm kalu innemel bey’u mislür riba* ve ehalellahül bey’a ve harramer riba* fe min caehu mevızatüm mir rabbihı fenteha fe lehu ma selef* ve emruhu ilellah* ve men ade fe ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun

Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: “Alım-satım da ancak faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

Bakara Suresi 276. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Yemhakullahür riba ve yürbis sadekat* vallahü la yühıbbü külle keffarin esım

Allah, faizi yok eder de, sadakaları artırır. Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez.

Bakara Suresi 277. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

İnnellezıne amenu ve amilus salihati ve ekamüs salate ve atevüz zekate lehüm ecruhüm ınde rabbihim* ve la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

Bakara Suresi 278. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenüttekullahe vezeru ma bekıye miner riba in künüm mü’minın

Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın.

Bakara Suresi 279. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Fe il lem tef’alu fe’zenu bi harbim minallahi ve rasulih* ve in tübtüm fe leküm ruusü emvaliküm* la tazlimune ve la tuzlemun

Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.

Bakara Suresi 280. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve in kane zu usretin fe nezıratün ila meyserah* ve en tesaddeku hayrul leküm in küntüm ta’lemun

Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.

Bakara Suresi 281. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Vetteku yevmen türceune fıhi ilellahi sümme tüveffa küllü nefsim ma kesebet vehüm la yuzlemun

Allah’a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.

Bakara Suresi 282. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ya eyyühellezıne amenu iza tedayentüm bi deynin ila ecelim müsemmen fektübuh* vel yektüb beyneküm katibüm bil adli ve la ye’be katibün ey yektübe kema allemehüllahü fel yektüb* velyümlilillezı aleyhil hakku vel yettekıllahe rabbehu ve la yebhas minhü şey’a* fe in kanellezı aleyhil hakku sefıhen ev daıyfen ev la yestetıy’u eyyümille hüve felyümlil hakku sefıhen ev daıyfen ev la yestetıy’u eyyümille hüve felyümlil veliyyühu bil adl* vesteşhidu şehıdeyni mir ricaliküm* fe il lem yekuna racüleyni fe racülüv vemraetani mimmen terdavne mineş şühedai en tedılle ıhdahüma fe tüzekkira ıldahümel uhra* ve la ye’beş şühedaü iza ma düu* ve la tes’emu en tektübuhü sağıyran ev kebıran ila ecelih* zaliküm aksetu ındellahi ve akvemü liş şehadeti ve edna ella tertabu illa en tekune ticaraten hadıraten tüdıruneha beyneküm fe leyse aleyküm cünahun ella tektübuha* ve şehidu iza tebaya’tüm* ve la yüdarra katibüv ve la şehid* ve in tef’alu fe innehu füsuküm biküm* vettekullah* ve yüallimükümüllah* vallahü bi külli şey’in alım

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-|veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.

Bakara Suresi 283. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Ve in küntüm ala seferiv ve lem tecidu katiben ferihanüm makbudah* fe in emine ba’duküm ba’dan felyüeddillezi’tümine emanetehu velyettekıllahe rabbeh* ve la tektümüş şehadeh* ve mey yektümha fe innehu asimün kalbüh* vallahü bi ma ta’melune alım

Eğer yolculukta iseniz ve katip bulamazsanız, bu durumda alınan rehin (yeter). Şu durumda eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine güven duyulan, Rabbi olan Allah’tan sakınsın da emanetini ödesin. Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse, artık şüphesiz, onun kalbi günahkardır. Allah, yaptıklarınızı bilendir.

Bakara Suresi 284. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve in tübdu ma fı enfüsiküm ev tuhfuhü yühasibküm bihillah* fe yağfiru limey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa’* vallahü ala külli şey’in kadır

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, herşeye güç yetirendir.

Bakara Suresi 285. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

Amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihı vel mü’minun* küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih* la nüferriku beyne ehadim mir rusülih* ve kalu semı’na ve eta’na ğufraneke rabbena ve ileykel masıyr

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. “O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır” dediler.

Bakara Suresi 286. Ayet Arapça Okunuşu ve Türkçe Anlamı

La yükellifüllahü nefsen illa vüs’aha* leha ma kesebet ve aleyha mektesebet* rabbena la tüahızna in nesına ev ahta’na* rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezıne min kablina* rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih* va’fü anna* vağfir lena* verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirın

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. “Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir