© 2023 Edebiyat Bölümü - Tüm Hakları Saklıdır.

Çok Güzel Sözler

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Aşk Sözleri
  4. »
  5. Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri

Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri

BilgiN BilgiN - - 11 dk okuma süresi
3127 0
Kahraman-Tazeoğlu-Resimli-Kısa-Aşk-Sözleri-ve-Şiirleri

Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri, 10 Ağustos 1969 yılında İstanbul’da doğan Yazar Kahraman TAZEOĞLU, Yalnızlık ve Aşk üzerine şiirler ve kitaplar yazmıştır. Kahraman Tazeoğlu’nun en güzel aşk sözlerini sayfamızda derledik. Beğendiğiniz Aşk Sözlerini, Yazar Kahraman Tazeoğlu Resimli Aşk Sözleri ve Kısa Anlamlı Aşk Sözlerini sosyal medya hesaplarınız dan paylaşabilirsiniz.

Kahraman Tazeoğlu En Çok Paylaşılan Aşk Sözleri

Şimdi ne bugünsün, ne de yarın.

Büyük seven kalbin acısı küçük olmaz..

İçimdeki boşluğa düş. Ben tutarım seni.

İnsanın içi ağrır mı hiç? Ağrıyor işte.

Çünkü ben aşığım. Benden her şeyi bekle!

Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım.

Öyle fakirdi ki çocukluğum ecel gelse almazdı.

Olsa olsa sadece bir yarım, yada eksilen yanım.

Rastgele sevilmedin ki, rest çekilip gidilesin.

Kahraman-Tazeoğlu-Resimli-Aşk-Sözleri-Sosyal-Medya

Benim bir ayrılığa ihtiyacım yoktu; neden geldin?

Gözlerin diyorum, gözlerin! Bakmak için çok fazla.

Kendi eksiklerine bakmadan başkalarında mucizeler arama.

Ben hiç mutluluktan delirmedim; ama delirmekten mutluyum.

Aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk..

Başını değiştirmediğin hikayenin sonundaki kaderi yaşarsın.

Aslında güzel olan karşılıklı aşktır ama güzel kalabilmişse!

Belki aklımdan silebilirdim ama ben seni kalbimle sevmiştim.

Sonra, dost kaIaIım dedi; sanki eIimi tutan o değiImiş gibi.

Acının yan etkisi, güçlü bir karakter armağan etmesidir size.

Yeni hayatlar görmeye değil, gördüklerimi unutmaya gidiyorum.

Bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye acar mıydın yüreğini?

Sakın geri gelme! Açılacak bir yaraya daha yer kalmadı kalbimde.

Sen benim görmek için, bakmaya bile gerek duymadığım ezberimsin.

Sen benim, görmek için bakmaya bile gerek duymadığım ezberimsin.

Korkma ve sen sana gözlerimden bak! Gör nasıl seveceksin kendini.

Sen, bana rağmen kendine iyi bak. Ben, sana rağmen hoşça kalırım.

Pişman değilim seni sevmekten. Sen adıma yakışan en derin yarasın.

Sevmedikleriyle yaşayıp, unutamadıklarıyla ölen insanlardan olmayın.

Kimseyi bir başkası gibi sevmemeli insan. Çünkü kimse bir başkası değil.

Ne içimden terk edebiliyorum seni ne de terk ettirebiliyorum sana içimi!

Hayat bana bir şey daha öğretti; aşk her şeydir ama her şey aşk değildir.

Bugün senin için bir şey yapmıyorsam, dün elimden geleni yaptığım içindir.

Gerçek âşık, içinden geldiği kadar âşıktır, diğerleri elinden geldiği kadar.

İnancı kırılmayan  hiçbir aşk bitmezdi oysaki. İnancımı da alıp gitmeseydin!

Oysa senden tek bir damla istemiştim, sana kocaman bir deniz sunabilmek için.

Vakit kaybı değildin hiçbir zaman ama belki biraz hayal kaybıydın benim için.

Özledin mi beni, dedim Sustu ! Nefesini en derinden aldı ve, Özlenmez mi, dedi!

Git artık yar sustuklarını bana harcama.! Yaslanma gözlerime bu yükü kaldıramam.

Ben, seni sevmemek için neden aradıkça ve “neden”ler buldukça, seni daha çok sevdim!

Kahraman Tazeoğlu Aşk Tutulması Sözleri

Sen benim hayata en uzun merhabamdın. Beni kısacık bir elvedaya nasıl sığdırabildin?

Son sigaram gibiydin sen sevgili, kıyamazdım içmeye. O cebimde kırıldı, sen kalbimde.

Bazı aşklar bazılarını yalnız yakar. Oysa ona ateş düşse önce sende bir yangın başlar.

Biliyorum “yarın yeni bir gün doğacak” hikayeleri, inananı kanatır ancak. O yüzdendir sadak

Giden bir kere gider ama çok sevmişsen eğer, sen o gidişi her hatırladığında yeniden terk edilirsin.

Gözlerine şiirler yazmıştım, yazma dedi sözcüklerim  akmaya  başlarsa  gözlerim den  cümIen olurum dedi.

Tıpkı bir nefes gibisin. İçimde tuttuğum sürece benimsin. Bırakırsam gideceksin, bırakmazsam öldüreceksin.

Bir şairin dediği gibi: başka anlamlar arama gerek yok! Katlandığım kadar seviyorum seni gerçek bu evet bu.

Birbirimize birkaç aşk kadar, geç kalmış olmasaydık… Eğer kaybetme korkum olmadan sahip olabilir miydim sana?

Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı. Hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.

Eğer silemeyeceksen geçmişimin tozlu raflarına üfleme. Sonra sen gidiyorsun, ben boğuluyorum o tozların içinde.

Eğer insan unutmak istemezse, bir günü bile hatırlar on yıl sonra… Ve unutmak isteyen, bir günde unutur on yılı.

Bir uçurum gibi bahsetti benden; düşmekten çok korktuğu ama bir çocuk gibi kıyısında oynamaktan asla vazgeçmediği.

Aşk bazen acıyla tanışmanın adıdır prenses. Ve aşk, uçmaya kanat aramak değil, uçuruma kanatsız atlamaktır bilirsin.

Aşkın yolunu bulamayanlar tenlerde gezer durur. Bakalım asıl kaç tende tüketeceksin beni, seni, sahip çıkamadığın bizi.

Çok mu saftım yoksa çok mu kaptırdım. Sahi ya uzun uzun gözlerine dalardım. Ne bileyim işte bir vardın, şimdi yoksun.

Affet. Bende sevgiler mevsimlik değil. Öyle hiçbir saat dilimiyle kıyaslayamam düşlerimi. Sığdıramam ki seni bir ömre.

Bugün bizi beraber görenler yarın “kimdi o” diye sorarlarsa, beni detaylı anlatma. Kısaca “ömrümün geri kalanı” dersin.

Kimi giden; kendisinden sonra gelecek daha iyi birine yer açar. Kimi giden de; kendisinden sonra gelecekIeri bile götürür.

Hiç düşünmemiştim bir isim ve iki bağlacın   yan yana gelip de içimi bu kadar acıtacağını; taa ki sen elveda   diyene kadar.

Tazeoğlun’dan Kalbe Dokunan Aşk Sözleri

Ben uslu bir aşıktım; gel dedin geldim sev dedin sevdim bit dedin bittim şimdi unut diyorsun ya yaramazlığım tuttu unutamıyorum.

Sevdamın sesi sessizliği soluyor şimdilerde, sözlerime kilit, ağzıma mühür vurdum da yine de susturamadım sen diye atan kalbimi.

Sustu aşkı sensizliğe acılan kapılar ardında çömelen ıssız karanlık dilime kilitler vursa da dinmeyecek içimin kırgın yalnızlığı.

Evdeki bayat ekmek gibiydin. Ben sana nimet deyip başımın üstünde tutarken, sen gidip başkalarının çöplüğünde küflenmeyi tercih ettin.

Şimdi söyle; bu denizin dibinde, bu geminin kırık-dökük güvertesinde, bu yırtık yelkenle, bu yönsüz rüzgarın içinde bu aşk nereye gidiyor usta?

Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. Gelmen pekte anlam ifade etmiyor. Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum.

İnsan çok sevilmenin vermiş olduğu şımarıklık ve rahatlıkla bencilleşip, karşısındaki insanın fedakarlık ve inceliklerini görmezden gelebiliyormuş.

Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor.

Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin!

Gözyaşların süzülüyor saçlarına doğru. Her bir damla dağlıyor beni. Bin parçaya ayrılmış bedenimin tek bir parçası bile dokunamıyor sana. Öyle uzağındayım ki.

Kahraman Tazeoğlu Uzun ve Anlamlı Aşk Mesajları

Gülüşün, gözlerine sirayet edince anlam kazanıyor bakışların. Yüzündeki güzellik içindeki cennetin yansıması aslında. Öyle bir aynasın ki bakmaya doyamadığım.

Keşke becerebilseydik be sevgili… Keşke her şey her yere dağılmasaydı böyle. Keşke biz hep biz kalsaydık. Biz olabilmek uğruna, ‘ben’lerimizi kaybetmeseydik.

İki ayrı uykuda iki ayrı rüyanın birbirine dokunması gibiydi aşk. Sen bunu bilmiyordun. Toydun. Aramızdaki fark buydu; Sen ateşin yaktığını bilirdin, ben ateşte yanmayı.

Aşka inanmak kendini sevmektir yüzündeki ünlemi bozmadan. Bilmez misin? Sana aşkın iki kişilik bir yalan olduğunu öğretmediler mi? Neden her seferinde kanıyorsun öyleyse?

İdama giderken hislerim, güneşim yüzünü görmeyi bekledim hep. Kalemi kırık bir aşkı mühürledim yüreğime. ? Unuttum? diye haykırırken bile unutmadığımı ispatlıyordum kendime.

Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense. Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı. Olamayacağı. İlk ışıktan sağa dönüyorum hep. Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum.

Diyorlar ki; küsme aşka daha kimler gelecek kimler geçecek. Bilmiyorlar ki en son giden her şeyimi götürdü. Bilmiyorlar ki; en son giden, daha sonra gelecekleri bile götürdü..

Bana geldiğin yol aşk izlerinle doluydu. Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin. Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında Oysa ben gelişini “Milat” sayacak kadar başlıyordum aşka.

Ben seni yere göğe sığdıramazdım, sen benim üstüme basıp ta mı geçtin? Söyle; ne zaman başladın, ne zaman bittin? Zaten geç kalmıştın, bir de erken gittin. Canıma tak ettin ayrılık, inan yettin.

Şimdiyi yok saymak, yarını ertelemek ve fotoğrafların sınırlı karelerinde, sen’li dünleri yaşamak da, yalnızca, yalnızken yapılacak akıl karı bir deliliktir ve delilik, yalnızlığın en yalın tanımıdır!

Giderek değil, unutarak vesaireleştirdin sen bu aşkı. ‘Sen’ uçurumlarından, ‘Ben’ denizlerine düştüm. Kendi içimde boğulacak bir ölümü mü hak ettim Rabbim! Onu, kendimi kendi içimde boğacak kadar mı sevdim?

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir